Sultangazi'de dehşet! Eşini ve kızını öldürüp intihar etti! Sultangazi'de dehşet! Eşini ve kızını öldürüp intihar etti!

Eski i hakkında ailesi tarafından 'Akli dengesi yerinde değildir' raporu alınmasıyla mal paylaşımı ve tazminat taleplerini içeren 400 duruşmada sonuç alamayan Yalçın, İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun C.Ç.'nin akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin raporu sonrasında hukuk mücadelesini yeniden başlattı. Antalya'da yaşayan Nilüfer Yalçın, 26 yıl önce C.Ç. ile evlendikten sonra çiftin 2001 yılında erkek çocuğu dünyaya geldi. Yıllar sonra aile içinde yaşanan gayrimenkul anlaşmazlığı, çiftin evlilik birliğine zarar verdi. Mülk tartışması sürerken, C.Ç. yaşanan kavgaların ardından evi terk etti. 2014 yılında çift boşandı. Ancak dava devam ederken 2007 yılında C.Ç. adına 'Akıl sağlığı yerinde değildir' raporu alındığı ortaya çıktı. Bu durum üzerine Yalçın ve avukatı, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan C.Ç.'nin ruh sağlığına ilişkin resmi rapor talep etti. Kurum, 2018 yılında C.Ç.'nin akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin rapor hazırladı. Bu gelişmenin ardından 2019 yılında mal paylaşımıyla ilgili dava açıldı.

'BOŞANMA SÜRECİNDE EŞİMİN AKIL HASTASI OLDUĞU İDDİA EDİLDİ'

1999 yılında C.Ç ile evlendiklerini ve sorunların ardı ardına geldiğini belirten Nilüfer Yalçın, "2006 yılında eski eşim C.Ç.'ye boşanma davası açmak zorunda kaldım. Eski eşim, abisiyle birlikte aileden kalan mallarla kurulan ortak bir şirketi yönetiyordu. Abisi ile aralarında mal kavgaları oldu. Sonrasında tapu iptali ve tescil davası açtı. 2003 yılında bu dava devam ederken, mahkemeye sunulan protokole göre bazı malların bizim üzerimize geçmesi gerekiyordu. Ancak bu protokol uygulanmadı. Daha sonra bir gece ansızın eşimi evden uzaklaştırdılar. Ben de mecburen boşanma davası açtım. Başlangıçta sadece bir dosyayla yola çıktık, ancak süreç çok karmaşık bir hal aldı. Boşanma davası devam ederken alınan bir raporla eşimin akıl hastası olduğu iddia edildi. Bu yüzden boşanma davasında hiçbir şey alamadım. Dava 2006'dan 2014'e kadar sürdü, ancak sonuç olarak ne nafaka ne de maddi- manevi tazminat alabildim" dedi.

'MAL PAYLAŞIMINDAN DA ELİ BOŞ ÇIKTIM'

Mal paylaşımı sürecinde de eski eşi ile büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Yalçın, "Boşanma davası bittikten sonra mal paylaşımı sürecine geçtik. Ancak bu aşamada da aynı raporlar gündeme getirildi. Eşimin akıl hastası olduğu gerekçesiyle mal edinme hakkı olmadığı savunuldu. Dolayısıyla hiçbir hak talep edemedim ve mal paylaşımından da eli boş çıktım. Benim kusurum olmadığı halde, süreci yönetenler yüksek bir tazminat ve nafaka ödenmemesi için böyle bir yol seçmişlerdi. Bu süreçte birçok dava açtım, ancak sürekli mahkemelerle uğraşmak zorunda kaldım" ifadelerini kullandı.

'BEN AKILLANDIM' DEDİ VE EVLENDİRİLDİ

19 yılda 400 duruşma görüldüğünü belirten Yalçın, "Şu anda boşanma ve mal rejimi davaları yeniden görülüyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu 2018 yılında eski eşimin akıl hastası olmadığını belirten bir rapor verdi. Oğlumuz da 2018 yılında 18 yaşına girdi. Babasının mallarını koruyabilmesi için vasi olarak atanmasını talep ettik. Ancak eski eşimin vasisinin avukatı, yıllarca petrol gelirlerinden hiçbir defter tutmadı ve görevini yerine getirmedi. Eski eşim mahkemeye çıkıp 'Ben akıllandım' dedi ve akıllı olduğu kabul edilerek evlendi. 2018 yılından beri de evli" diye konuştu.

MAL PAYLAŞIMI DAVASI SİL BAŞTAN

Eski eşinin akıl sağlığının yerinde olduğunu ve kanıtladıklarını kaydeden Nilüfer Yalçın, şöyle konuştu: "Biz de bu gelişmelerin ardından 'Eski eşim akıl hastası değilse, geçmişte verilen yargı kararlarının iadesi yapılsın' dedik. Aile mahkemesinde reddedilen dosyamız istinafa taşındı ve istinaf mahkemesi, çelişkileri giderme kararı verdi. Eski eşim şimdi nisan ayında İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda tekrar muayene olacak. İstinaf mahkemesi mal rejimi davasını da bozdu. Bu nedenle mal paylaşımı davası sil baştan yeniden görülecek. 19 yıldır devam eden hukuki mücadelemizde tam 400 duruşma görüldü, ancak net bir sonuca ulaşamadık."

'AKIL SAĞLIĞI YERİNDEDİR' KARARI VERDİLER'

Nilüfer Yalçın'ın 2019 yılında avukatlığını yapmaya başladığını kaydeden Musa Baş, "Nilüfer Hanım 2006 yılında bir boşanma davası açmış. Bu dava devam ederken, 2007 yılında eşi 'Akıl sağlığı yerinde olmadığı' gerekçesiyle kısıtlanmıştır. Boşanma davası 2014 yılında kesinleşmiş. Müvekkil mal paylaşımı davalarından da sonuç alamadı. Bu sırada çocuk koruma ile ilgili 2018'de bir dava açtık. Bu kez de C.Ç.'nin akıllandığı gerekçesiyle mahkemeye başvuruldu. Daha önce 'Akıl sağlığı yerinde değildir' raporu veren kurumlar 'Akıl sağlığı yerindedir' kararı verdiler ve kısıt kaldırıldı. Biz de bunun üzerine bir insanın normal hayatın akışı içinde hem akıllı hem deli olamayacağı dolayısıyla bunun teknik ve tıbbi olarak zıtlık içerdiğini, bu nedenle boşanma davasının iadesini talep ettik" dedi.

VERİLEN KARARLAR İSTİNAF MAHKEMESİNCE BOZULDU

Adli Tıp Kurumu'ndan C.Ç.'nin akıl sağlığı ile ilgili hazırlanan raporu değerlendiren Musa Baş, "Dava devam ederken İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi verdiği kararında, doğuştan bir akıl hastalığı olmadığına ilişkin rapor verdi. Daha sonra bölge istinaf mahkemesine gitti. Orada da adli tıp raporu ile ilk alınan raporlar arasında bir çelişki oluştuğu ve bu çelişkinin giderilmesi gerektiğine karar verildi. Ardından daha önce verilen kararlar bozuldu. Yani bu kişinin akıl hastası olmadığı, akıl sağlının gayet yerinde olduğuna karar verildi. C.Ç. yeniden Adli Tıp Genel Kurulu'na muayeneye gidecek. Yine aynı kararın geleceğini düşünüyoruz. Şu anda davalar yeniden görülmeye başlandı" dedi. 

Kaynak: DHA