GÜNDEM

Adalet Bakanı, Narin Güran davasına yönelik konuştu!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Diyarbakır'da Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yargı reformunda çalışmaların son aşamaya geldiğini söyleyen Bakan Tunç, suçluyu ıslah edecek bir paket hazırladıklarını ifade etti. Türkiye'nin haftalardır konuştu Narin Güran cinayetiyle ilgili yeni gelişmeleri aktaran Bakan Tunç, belediyelere kayyum ataması ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrıya ilişkin de önemli mesajlar verdi.

SPK'DAKİ ATAMALARA YÖNELİK ELEŞTİRİLERE CEVAP

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in eşi Elif Gülşah Gürlek'in Sermaye Piyasası Kuruluna atanmasına yönelik eleştirilere cevap veren Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanımızın bir yetkisi var. SPK üyeliklerine atamalar belli. Mevzuata uygun atamayı farklı yorumlamak doğru olmaz. Burada kanuna uygun ve Cumhurbaşkanımızın yetkisinden kaynaklanan bir atama söz konusu" dedi.

Bakan Tunç'un Narin Güran cinayeti, kayyum atamaları ve Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çağrısıyla ilgili açıklamalarından satır başları şöyle:


NARİN GÜRAN CİNAYETİ

Narin evladımızın ölümü bizi derinden yaraladı. Canlı bulmak için seferber olduk ama maalesef cinayete kurban gitti. Arama çalışmaları yapılırken adli süreç başlamıştı. Otopsi gerçekleşti. Elde edilen bulgular, çevredeki teknik çalışmalar sonucu elde edilen veriler soruşturma kapsamında değerlendirildi. Kamera görüntüleri incelendi. Bilirkişiler tayin edildi. 


MAHKEME EK RAPOR İSTEDİ

Özellikle HTS kayıtlarından yola çıkarak baz kayıtlarıyla ilgili bazı tespitler oldu. Daraltılmış baz çakışmaları önemli bir delil. Mahkeme bütün delilleri değerlendirecek. Daraltılmış baz çakışmalarıyla ilgili mahkeme heyetinin tereddüt ettiği hususlarla ilgili bilirkişiden ek raporlar istendi. Tanık beyanları, şüphelilerin sanıkların beyanları hepsi mahkeme tarafından değerlendirilecek hususlar. Dava sürecini hep birlikte takip ediyoruz. Alınan ara kararlar var ve bunun neticesinde 26 Aralık'ta duruşma gerçekleştirilecek. Mahkeme heyetinin bu tarihe kadar istediği yeni deliller var. Hastane kayıtları var. Gelecek olan ek raporlarla birlikte mahkeme değerlendirme yapacaktır.


"NARİN'İN KATİLLERİNDEN HESAP SORULACAK"

Burada devam eden bir yargılama süreci söz konusu. Masumiyet karinesi var. Şu suçlu, bu suçlu diyemeyiz. Bu cinayeti kim işlediyse yargı hesabını soracak. Gösteriler yapıldı, üstünün kapatılmaya çalışıldığı şekilde manipülasyonlar da yapıldı. Ama Narin'in hakkını hukukunu bu devlet korur. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. 

Tüm kamuoyu adli sistemin suçları aydınlatmaya yönelik nasıl bir çalışma içinde olduğunu gördü. Burada özellikle sizden şunu istiyorum. 12 milyon yargı kararının verildiği bir sistemde mutlaka hatalı kararlar olabilir. Bunların düzeltilme imkanı var. Biz lekelenmeme hakkına önem veriyoruz. 1,5 milyondan fazla kişi yanlış ihbarlar nedeniyle soruşturma açılmaktan kurtuldu. Suçluluğu ispat edilmiş kişilerle ilgili zaten bir mahsur yok. Mahkemeler genel olarak aleni.


"KATİLLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALACAK"

Narin'i katleden canilerle ilgili kimsenin şüphesi olmasın. Basın bu konunun üzerinde hassasiyetle durdu. Yargılamayı etkilemeye çalışmadan haberlerin verilmesinde sakınca görmüyoruz. Soruşturma gizliydi ama yargılama artık aleni. Daha sonraki süreçte de yargılamayı olumsuz etkileyecek yayınlardan kaçınılmalı. Narin'in katillerini yargı bulacak ve bu kişiler hak ettikleri cezayı alacak.


ÜNLÜLERE YASA DIŞI BAHİS OPERASYONU

Yargının başlattığı bir soruşturma var yasa dışı bahis iddiasıyla ilgili. Bu soruşturma neticesinde gerçekleşen gözaltılar var. Kişiler kendini savunacaktır. Eğer ortada bir suç varsa gereği yapılacaktır.


BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASI

Maalesef bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyor. Yargı süreci devam eden soruşturmalarla ilgili yargı mensuplarımıza haksız ve hadsiz eleştirilerde bulunuyorlar. Bunları kabul etmek mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukuk devleti suç işlenmesine müsamaha göstermez. Tarafsız ve bağımsız yargı varsa elbette soruşturur. Hakkında soruşturma yapılan, kovuşturma yapılan ya da hüküm verilen tüm bu yöneticilerle ilgili uygulamanın nasıl yapılacağı belli. Anayasanın 127. maddesi İçişleri Bakanlığına bir yetki veriyor. Suç soruşturması söz konusu olursa görevden geçici olarak uzaklaştırılabileceğine yönelik.

Belediye başkanları milletten aldıkları yetkiliyi millete hizmet ederek kullanmak zorundalar. Merkezi hükümetten aldıkları kaynağı millete aktarmak zorundalar. Siz bu yetkiyi kötüye kullanırsanız, terör örgütlerine destek ya da onların propagandasına yönelik çaba için kullanırsanız o zaman anayasadaki bu yetkiler kullanılır. Kimse de İçişleri Bakanlığı niye bu yetkiyi kullandı diyemez. Tamamen hukuk sistemimiz içinde gerçekleşen bir durum söz konusu.

"KESİN HÜKÜM YOKSA YSK ADAYLIĞI REDDEDEMEZ"

Belediye başkanı seçilmeden başlayan soruşturmalar var. Seçildikten sonra da devam eden davalar var. Vatandaşlarımız şunu karıştırıyor. 'Belediye başkanları aday olurken Yüksek Seçim Kurulu kabul etmeseydi' diye yorumlar yapılıyor. YSK kesinleşmiş hüküm varsa zaten adaylığı kabul etmez, ancak kesin hüküm yoksa YSK'nın adaylığı reddetme yetkisi yok. Sabıkasına bakar. Kesinleşmiş ceza olursa başkanlık zaten düşer, meclis üyeleri arasından seçilir. Burada kesinleşen bir yargı süreci de yok, soruşturma var. Geçici olarak görevden uzaklaştırma söz konusu. Yerine de geçici görevlendirme yapılmıştır. Hukuk sistemimizde var olan bir uygulamadır.


BAHÇELİ'NİN ÖCALAN ÇAĞRISI

Terörle mücadeledeki kararlılığımızdan taviz vermeden devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız da diğer siyasi liderlerimiz de bu anlamda Türkiye'nin terörden kurtulması için önemli açıklamalar yapıyorlar. Terörün her türlüsünü bu ülkeden silinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Özellikle kişilerin, cezaevindeki hükümlerin yakınlarıyla nasıl görüşecekleri mevzuatta belli. Bu çerçevede zaten yakınlarıyla görüşmeler gerçekleşiyor. 40 yıldır milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik faaliyette bulunan PKK terör örgütünü bu ülkeden silip atmak zorundayız. Bu ülkenin insanları kardeştir. Türk, Kürt, Laz, Çerkez hiçbir ayrım yapmadan birlik beraberliğimizi kuvvetlendirerek, iç cephemizi kuvvetlendirerek Türkiye'yi daha güçlü kılmak durumundayız."