AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sayın Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanımızı ve AK Parti'mizi 'sivil darbe' gibisinden bir ifadeyle yan yana anması, siyasi akılsızlığın zirvesidir." dedi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yolsuzluk ve terörle ilgili yürütülen soruşturmadaki bütün iddialara kamuoyunun yabancı olmadığını belirten Çelik, uzun zamandır CHP'liler tarafından sosyal medyada ve başka mecralarda ifade edildiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı "haddini aşan, saygısız" ifadeler kullanacağına, bu iddialarla ne düşündüğünü söylemesi gerektiği değerlendirmesinde bulunan Çelik, "Bu iddialar karşısında CHP genel başkanlığı koltuğunda oturan birisinin, bizzat CHP'liler tarafından CHP'li belediyelere dönük getirilen bu iddialarla ilgili söyleyecek sözlerinin olması gerekir. Bunu örtbas etmek, bununla ilgili cevaplardan kaçmak için Cumhurbaşkanımıza ve bize saldırması, CHP yönetiminin, CHP'li belediyeleri ve kurultay dahil olmak üzere çeşitli organizasyonlarıyla ilgili gündeme gelen iddialardaki ortaya çıkan cari açığı kapatmaya yetmez." diye konuştu.
Çelik, kamuoyunun, Özel'den bu iddialarla ilgili olarak cevap vermesini beklediğini dile getirerek, "Sayın Özgür Özel, 'Ben Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle ilgili gündeme gelen bütün bu iddiaların doğru olmadığını düşünüyorum ve buna kefilim' diyebiliyor mu? 'Bu iddialar ispatlanırsa Genel Başkanlıktan istifa ederim' diyebiliyor mu? Diyebiliyorsa, bu doğrultuda gidecek, tartışmaya bu doğrultuda müdahil olacak. Cumhurbaşkanımızla, AK Parti'mizle, Cumhur İttifakımızla ilgili saldırılar yaparak gündemden herhangi bir şekilde kaçması mümkün değil." ifadelerini kullandı.
"Bu paralel devlet anlayışıdır"
Özel'in, CHP'nin iç süreçlerini, Türkiye'nin resmi süreçleriyle karıştırdığı görüşünü dile getiren Çelik, parti içinde gerçekleştirecekleri cumhurbaşkanı adayı belirleme ön seçimi sandığını, Türkiye'nin resmi seçim sandığı zannettiğini söyledi.
Çelik, CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirlemeye yönelik ön seçimi "apolitik bir durum" şeklinde nitelendirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Seçime daha 3 sene var, Cumhuriyet Halk Partisi'nin şimdiden uğraştığı tek konu bu. Niye? Çünkü mesele, Türkiye'ye dönük herhangi bir irade üretmek değil Cumhuriyet Halk Partisi'nin içindeki iç kaynamaları yönetmek. Kendi iç seçim sürecinizi Türkiye'nin resmi seçimi zannederseniz, herhangi bir konuda içinizde belirlediğiniz aday söz konusu olduğunda bunu, Türkiye'nin bu şekilde kabul etmesini isterseniz, o zaman sizin zihniyetinizde demokrasi olmaz. Bu paralel devlet anlayışıdır."
CHP'de her konuda en az 3 ayrı yapının ortaya çıktığı değerlendirmesini yapan Çelik, "Mesela bir CHP milletvekili çıkıyor, 'Biz bu yargısal süreçleri tahmin ettik. Onun için bu cumhurbaşkanı adaylığı sürecini başlattık.' diyor. Sayın Özgür Özel, çıksın, gerçekten böyle midir, değil midir cevap versin. CHP'nin siyasi kararlarının neticelerinin, hukuki ayrıcalık olduğu iddiası, Sayın Özgür Özel'in ortaya koymaya çalıştığı iddia, tamamen temelsiz bir iddiadır. Ne zamandan beri CHP'nin kararları, Türkiye'nin devlet kurumlarını bağlamaktadır ve o kararın sonuçları, hukuki ayrıcalık ve dokunulmazlık oluşturmaktadır. Bu tamamen çok yanlış, çok ilkel, çok antidemokratik bir paralel devlet anlayışıdır." diye konuştu.
- "Şiir okumak neresi, buradaki iddialar neresi?"
Çelik, Özel'in, bu yargısal süreç ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şiir okumasıyla başlatılan yargı sürecini eş değer tutmaya çalıştığını belirterek, "Şiir okumakla bu dosyadaki iddiaları eş değer tutmanız bile yargısal sürece hiçbir şekilde saygı duymadığınızı gösteren net bir ifadedir. Yani şiir okumak neresi, buradaki iddialar neresi? İkincisi, o ağır vesayet günlerinde bu mücadele verilirken Cumhuriyet Halk Partisi neredeydi, hangi açıklamaları yapıyordu, onlar da tarihi kayıtlarda mevcuttur." ifadelerini kullandı.
Başka muhalefet partilerinden de "paralel" birtakım yöntemler, söylemler kullanıldığını aktaran Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlara sorumuz şudur, ismi geçen bu Cumhuriyet Halk Partili belediyelere kefil misiniz? Bahsedilen eylem ve işlemlerin hepsine kefil misiniz? Masumiyet karinesi esastır. Dolayısıyla, kararı mahkemeler verecektir ve bu karara saygı duyacağız. Ama bir yargısal süreç çıktığında Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti'mize dönük bu söylemleri kullandığınız zaman bizim de bu soruyu sormamız meşru olur."
Çelik, yargısal süreçlerde siyasetin nerede duracağı konusunda açık bir bilgisizlik olduğunun net şekilde görüldüğünü belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Hele de Sayın Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanımızı ve AK Parti'mizi 'sivil darbe' gibisinden bir ifadeyle yan yana anması, siyasi akılsızlığın zirvesidir. Bu ülkede bütün bunları size rağmen yaptık. Sizin her türlü modern, postmodern darbe girişimine verdiğiniz destek, milli irade karşısında çeşitli yargı vesayetini, askeri vesayeti kullanarak yapmaya çalıştığınız sivil darbelere rağmen bütün bu süreçleri gerçekleştirdik. Dolayısıyla, hem Türkiye'nin demokratikleşmesi hem Türkiye'de milli iradenin, 'Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir' ilkesinin yerleşikleştirilmesi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin karşı mücadelesine, zıddına durmasına rağmen gerçekleşmiştir."
"CHP'nin, Atatürk'ün kurduğu partiyle bir ilişkisi kalmamıştır"
Ömer Çelik, "Dün Türkiye'de esasında bir sivil darbe gerçekleşti. Özgür Özel, CHP'lileri sandığa çağırırken kendi cumhurbaşkanı adaylarını belirlemek için çıktı, adayın kim olacağını şimdiden ilan etti ve 'Biz bu olaylar karşısında hep beraber şu isme destek vereceğiz.' dedi." ifadelerini kullandı.
Özgür Özel'in konuşmasının, CHP seçmenine ve delegelerinin iradesine karşı esasında bir "sivil darbe" olduğunu dile getiren Çelik, aynı zihniyetin tekrar tecelli ettiğini söyledi.
"CHP'nin, Atatürk'ün kurduğu partiyle bir ilişkisi kalmamıştır." diyen Çelik, CHP'nin, Atatürk'ün kendi mirasından, İş Bankası hisselerinden, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu için ayırdığı ödenekleri yıllarca ödemediği değerlendirmesini yaptı.
Çelik, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun, Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı dava açarak Atatürk'ün vasiyetinin yerine getirilmesini sağladığını söyledi.
Atatürk'ün vasiyetinin yerine getirilmesini engelleyenin CHP yönetimleri olduğu görüşünü dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet Halk Partisi yönetilemiyor, kendi içerisinde bir kriz var, herhangi bir siyasi kapasite üretilemiyor. Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, kendi kendine siyasi kayyım atamış gibisinden başka etkiler çerçevesinde siyasetini şekillendiriyor. Burada doğan demokratik cari açığı da bize saldırarak kapatmaya çalışıyorlar. Biz, sizin, Cumhurbaşkanımıza dönük saldırılarınıza, partimize dönük saldırılarınıza, ittifakımıza dönük saldırılarınıza da hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Biz, sizin vesayet zihniyetinizle, Yassıada zihniyetinizle nasıl mücadele edilmesini son derece iyi biliyoruz. Buradan ortaya çıkarmaya çalıştığınız tablonun da ne olduğunu görüyoruz. Buna da müsaade etmeyeceğiz. Biz bu konuda deneyimliyiz. Hem bölgesel gelişmeler açısından hem Türkiye'nin içi açısından yapacağımız reformlarla, bölgede ortaya koyacağımız daha yüksek performanslı siyasetlerle Türkiye'yi, Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaştırmaya devam edeceğiz. Ama size tavsiyemiz şudur, Cumhurbaşkanımızın demokrasimiz için verdiği emeğin tamamına değil bir saatine bile çalışsanız 100 yıllık bir demokrasi perspektifi edinirsiniz. Dolayısıyla, sivil darbeden bahseden Sayın Özgür Özel'in kendisinin, kendi tarihiyle yüzleşmesi, bu konuda aynaya bakması en verimli yolları bulmasına yol açacaktır. Biz, bu yargısal süreci bu çerçevede takip ediyoruz. Yeri geldiği zaman açıklamalarımızı da yapmaya devam edeceğiz."