Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç çekip yemin eden teğmenlerle ilgili de konuşan Çelik, "Eski vesayet anlayışını diriltme çabasına asla izin vermeyiz. Teğmenlere hakaret de doğru değil" ifadelerini kullandı.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi'nde basına kapalı gerçekleştirildi.
DEĞİŞİM İÇİN START VERİLDİ
AK Parti'nin 8. büyük olağan kongresiyle ilgili kararın MKYK toplantısında alınması bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi 8. Olağan Büyük Kongre'ye götürecek kararı resmen imzaladı. Böylece büyük değişimin olacağı kongre süreci başlamış oldu.
Kritik toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.
Çelik'in konuşmasından satır başları:
"21 Eylül itibarıyla 2 gün sürecek şekilde delege seçimleri takvimimiz söz konusu olacak. Yine 12 Ekim 2024'te belde kongreleri olacak. İlçe kongrelerimiz aynı tarihte olacak.
Bu uzun sürecek, 93 gün kadar sürmesi söz konusu olacak. Daha sonra 28 Aralık'ta il kongrelerimizi başlatacağız. Bunların hepsinin mart sonuna kadar yetişmesi, ardından büyük kongrenin gerçekleşmesi söz konusu olacak.
Yeni dönemde yeni bir takım teşkilat yöntemleri, teşkilatçılığın topluma mesaj bakımından yeni modeller de çalışılıyor. Bunlar MYK'mızda değerlendirilecek. Gereken kararlar verilecek. Gençlerin ve kadınların zaman ve mekan kısıtlaması olan ama bir şekilde partimize destek vermek isteyen kardeşlerimizin katılımlarıyla ilgili yeni trendlere uygun modeller nasıl oluşturabiliriz, bunlar üzerinde de hazırlıklarımız, çalışmalarımız var.
"İSTİFA HABERLERİNİN HEPSİ YALAN"
Ekonomiyle ilgili gündemi yakından takip ediyoruz. OVP 5 Ekim'de açıklanacak. Cumhurbaşkanımızın desteğiyle program ilerliyor, hedeflere ulaşıyor. Ekonomi yönetimimize dönük 'istifa edildiği' haberlerin hepsinin yalan olduğunu size ifade etmek isterim. Bunlar spekülasyon amaçlı gerçekleşiyor.
"HEPİMİZİN SOYADI TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR"
İç bünyemize dönük saldırıların başında nefret siyaseti geliyor. Bu, vatandaşlarımız arasındaki siyasi parti mensubiyetinin husumete dönüştürülmesi gibi bir sonuç amaçlanıyor. Adlarımız farklı olabilir, aidiyetlerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye'nin iç bünyesinde bölünme, hastalık, virüs üretmeye çalışanlara karşı hassasiyetimizi en yüksek şekilde tutacağız. Atatürkçülük diyerek vatandaşlarımızın bir kısmının değerlerine saldıranlar da bu değerlere saygısızlık yapıyorlar. Atatürk'e ve sevenlere karşı çirkin dil kullananlar da bir saldırgan dil kullanmış oluyorlar. Bu fay hattının Türkiye'nin geleceğinde yeri yoktur.
"SİYASİ ELEŞTİRİ İLE HAKARETİ KARIŞTIRMAMAK GEREKİYOR"
Siyasi eleştiri ile hakareti karıştırmamak gerekiyor. Herkes Türkiye vatandaşıdır, nefret dili kabul edilemez. Hiç kimsenin hangi parti olursa olsun onlara oy veren vatandaşlara hakaret etme hakkı yoktur.
ÖZGÜR ÖZEL'İN ERKEN SEÇİM ÇIKIŞI
2024 yılının en kötü esprisi yarışması olsa bu 1. olurdu. Cumhurbaşkanımızı herhangi bir seçimde yenebileceğini düşünmesi, bir siyasi değerlendirme olarak ele alınamaz. Kötü bir espriden öteye geçemez. Biz seçim falan istemiyoruz diyorlardı. Gözüken o ki bu plan tutmadı. Belediyelerde ortaya koyulan bir hizmet yok. Hizmetlerin aksamasıyla, felaketlerdeki çaresizliklerle ve atamalarla gündeme geliyorlar. Her gün CHP ile ilgili gündeme gelen konu şu. Aktörler arasında kimin liderlik yarışında öne geçtiği, kimin kimi ziyaret ettiği. Erken seçim yok. Önümüzdeki 3.5 yıl Türkiye'nin istikrarlı ilerleyişini koruyarak Türkiye'nin güvenli olma vasfını koruyarak eser siyasetinde daha ileriye adımlar atarak yolumuza devam edeceğiz. Şu anda sadece erken seçimle ilgili konuşulacak konu, CHP'nin içinde bir erken seçim var. O şekilde değerlendirmek lazım.
TEĞMENLERİN KILIÇLI YEMİNİ!
Bir takım siyasetçi, aydın, emekli asker bu görüntülerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir mesaj verildi, hükümete mesaj verildi gibisinden üslupla konuşmaları, asıl bunların yaptıkları o eski vesayet anlayışının diriltilmeye çalışılması meselesidir. Bu teğmenlere hakaret edilmesi de kabul edilemez. Çerçeve budur.
Kongre kararı 3 Eylül'de alınacak olsa da, AK Parti 31 Mart yerel seçimlerinden sonra değişim sürecine hazırlık çalışmalarına başlamıştı. Değişim sürecinden kaynaklı olarak parti, standart kongre sürecinden farklı bir yol izleyecek. Normalde 1 yıl süren olağan kongre süreci, bu kez 2025 ilkbaharı bitmeden tamamlanmış olacak.
Özellikle nüfusu 100 binin üzerinde olan il ve ilçelerde, kongrelerde daha katılımcı bir yöntem benimsenerek, delegelerin görüşlerinin alınacağı, sabah merkez seçimlerinin, öğleden sonra ise geniş istişarelerin yapılacağı bir süreç uygulanacak.
MYK üyeleri büyükşehirlerdeki kongrelere katılacak. MKYK'daki değişim yetkisi ise Erdoğan'a ait olacak. Erdoğan, İstanbul ve Ankara il kongrelerine katılım gösterecek.
DEĞİŞİMİN BAŞLANGICI OLACAK...
2025'te yapılacak büyük kongrenin, belde, ilçe ve illerdeki süreçlerinin ilkbahara kadar tamamlanmasının ardından Mayıs 2025'te olağan kongreye gidilmesi planlanıyor. Bu büyük kongrenin, 31 Mart seçimlerinin ardından beklenen değişimin de başlangıcı olması öngörülüyor.
Kongrelerde parti kadrolarında yeniliklerin yapılması bekleniyor. Kongre kararı alındıktan sonra olağan kongre süreci başlatılacak ve belde, ilçe, il ile büyük kongreler gerçekleştirilecek. İl kongrelerinin Ramazan Bayramı'na kadar tamamlanması ve Mayıs 2025'te büyük kongrenin yapılması hedefleniyor.
ERDOĞAN: KAPSAMLI DEĞİŞİMİN ANA ZEMİNİ OLARAK GÖRÜYORUZ
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Ağustos'ta partisinin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada ise değişim konusundan kritik mesajlar vermişti. Erdoğan, "Anlayışla özeleştirimizi samimiyetle yapıyor, nerede eksiğimiz varsa hiçbir komplekse kapılmadan üzerine cesaretle gidiyoruz. Önümüzdeki aylarda başlatacağımız Büyük Kongre sürecimizi sadece bir 'vitrin yenilenmesi' olarak değil, milletimizin bizden beklediği kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz. Kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz. Heyecanını kaybedenler, millete hizmetin önünde engel olmamalıdır" ifadelerini kullanmıştı.
