Daha önceki yıllarda yapılan kazılarda Medler'e ait olduğu tespit edilen çanak ve çömlek parçaları ile seramikler ortaya çıkarılırken bu yıl yapılan kazılarda Medler'e ait olduğu belirlenen sunak ve mimari yapılar bulundu.
Kazı sorumlusu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, Oluz Höyük'te 17 yıldır kazı çalışmaları yürüttüklerini söyledi.
Bugüne kadar Oluz Höyük'ten Amasya Müzesi'ne teslim edilen eserlerin sayısının 2 bine yaklaştığını belirten Dönmez, 'Tabii bunların içinde gündelik kullanım eşyalarından dinsel objelere, mezar eşyalarından tapınakta kullanılan envanterlere kadar çok sayıda eser bulunuyor ve bunların pek çoğu da ünlü eserler.' dedi.
'İlk defa Anadolu arkeolojisinde burada rastlandı'
Dönmez, 2022'deki kazılarda buldukları seramik türünün Med seramiği olduğunu belirlediklerinde bu yılki kazılara yön verdiklerine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Medlere ait dinsel bulgulara, mimari kalıntılara ilk defa Anadolu arkeolojisinde burada rastlandı. Kubaba Sunağı'nın doğuya doğru olan genişleme çalışmalarında çok ilginç buluntularla karşılaştık. 2022 döneminde ilk defa Anadolu'da yeni bilinmeyen bir tür seramiği tanımlayarak bunun Med seramiği olduğunu biz anladığımızda aslında 2023ün de stratejisini oluşturmuştuk. 2023 dönemi çalışmalarında da yine aynı bölgede Kubaba Sunağı'nın doğusunda yaptığımız çalışmalarda bu kez diğer eserlerin yanında Medler'e ait dinsel bulgulara, mimari kalıntılara ilk defa Anadolu arkeolojisinde rastladık. Bunların özelliği salt Med buluntuları olmaması, bu durum bizi çok heyecanlandırdı. Geç Frig dönemi. Yani aslında Frigler'in siyasi dönemi değil de onların daha çok kültürel etkileriyle şekillenen bir Kubaba dini, Kubaba kültürüne, Medler'in ateş kültüyle bir katkı vermiş olmaları, bir sentez yapmış olmaları.'
Kazılarda Medler'e ait daha çok kalıntının ortaya çıkacağını ifade eden Dönmez, 'Kare biçimli bu yeni sunağımızın hemen kuzeyine ateş kültüyle ilgili bir ocak yapmışlar ve burada bu ateş kültünün ocakla beraber onlarca yıl yaşadığını anlayabiliyoruz. Yuvarlak planlı bir ocak ve hemen yanı başına da kutsal külleri biriktikleri alanı da buradan saptamış bulunduk ve hemen de güneydoğusuna da bir kulemsi bir yapı oluşturmuşlar ki bunun da Med döneminde yapıldığını görüyoruz. Bunun da zannediyoruz ki burada bir ateş kültünün varlığıyla ilgili bir haberleşme kulesinin temeli olabileceği noktasında düşüncelerimiz var.' diye konuştu.
Medler'in milattan önce 600 yıllarında en güçlü dönemlerini yaşadıklarını anlatan Prof. Dr. Sönmez, şunları kaydetti:
'Doğuda Urartular yıkılmak üzereler ve bu arada Medler Doğu Anadolu, Van Gölü ve özellikle Erzincan koridorunu kullanarak Orta Anadolu'ya giriyorlar. Milattan önce 590 yılında Lidya Kralı ve Med kralı Kızılırmak Savaşı'nı gerçekleştiriyor. Beş yıl süren bu savaş Kızılırmak barışıyla sona eriyor ve milattan önce 585 yılında Kızılırmak'ın batısı Lidyalılara, doğusu da Medler'e ait olmak üzere bir anlaşma yapılıyor ve Oluz Höyük, Kuzey Orta Anadolu, Amasya bölgesi de bu tarihten itibaren bir Med toprağı ve Oluz Höyük de bir Med yerleşkesi haline geliyor.'
Dönmez, Oluz Höyük'teki kazı çalışmalarına 2 arkeolog ve 1 restoratörle devam ettiklerini ve yeni buluntulara ulaşmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.