Orta Doğu'da kartların yeniden dağıtılmasıyla sonuçlanan Suriye'deki muhalif devrim sonrası Türkiye'nin süreçteki rolü dünya siyasetinin gündeminde kalmaya devam ediyor. Ankara'nın büyük bir başarıyla yönettiği operasyona en güçlü dikkati veren ülkelerin başında ise Yunanistan geliyor. Yunan basını, Donald Trump'ın ABD başkanlığına seçilmesini merkeze alarak Suriye'de yaşananlar özelinde Türkiye'nin politikasını değerlendirildiği dikkat çeken bir analiz habere yer verdi.
"TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN'I OYUN DIŞI BIRAKTI"
Kathimerini'de Vasilis Nedos imzasıyla yayımlanan makalede, ABD'de 20 Ocak 2025'te resmen başlayacak Donald Trump dönemi öncesi patlak veren Suriye'deki olayların tüm Avrupa'da olduğu gibi Atina'da da tartışmaların ve yeni dönem hazırlıklarının içeriğini değiştirdiği belirtildi. Süreçte Türkiye'nin üstlendiği etkin role dikkat çekilen yazıda şu ifadelere yer verildi:
Beşar Esad'ın Moskova'ya kaçmasına ve Rusların İranlıları oyun dışı bırakmasına yol açan bazı operasyonların organize edilmesi ve yönetilmesinde Türkiye'nin ne ölçüde rol oynadığının açığa çıkması Atina'da endişeye neden oldu. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, gizli servisler ve yabancı aktörlerin yakın işbirliğini gerektiren karmaşık operasyonları yönetebildiği ortaya çıktı. Bu oldukça korkutucu bulguya Donald Trump'ın genel tutumuna ilişkin endişeler de eklendi.
TRUMP'IN ERDOĞAN ÖVGÜSÜNE DİKKAT ÇEKTİLER
Birkaç gün önce Türkiye'nin Suriye'yi "agresif bir şekilde ele geçirmesi" konusunda muğlak bir açıklama yapan Trump'ın olayların başrolüne "çok akıllı adam" diye nitelendirdiği Recep Tayyip Erdoğan'ı oturtmuştu. Tüm bu endişeler, çok hızlı bir şekilde yeni gelişmeler ihtimaline dönüşmeye başladı. Ankara'nın bu kez Türkiye-Libya standartlarında bir Türkiye-Suriye mutabakatı istediğinin itirafı geldi.
İSRAİL VE NETANYAHU PARANTEZİ
Trump'ın, Erdoğan'ın temsil ettiği karizmatik ve otoriter liderlik figürünü hayranlığı 2016-2020 yılları arasındaki ilk başkanlık döneminden beri biliniyor. Atina'daki yetkililer bu tuhaflığın gayet farkındalar. Ancak aynı zamanda şunun da farkındalar: Trump'ın Erdoğan ile ilişkisi, Türkiye, Orta Doğu masasında elindeki çok iyi kartları akıllıca oynamadığı sürece, kişisel hayranlık çerçevesinde kalabilir. Ankara, Rusları ve İranlıları Suriye'den kovdu. Ancak bunu yaparak -her ne kadar kasıtsız da olsa- Binyamin Netanyahu'nun ülkesi içinde ve dışında nüfuzunu daha da artırmasına, İsrail Savunma Kuvvetleri'ni Şam'ı topçu ateşi altına almasına olanak tanıdı.
SIRADA TERÖRİST PKK/YPG Mİ VAR?
Bu noktaya kadar Amerikan diplomasisinin geleneksel planları mükemmel bir şekilde işledi. Peki ya Türkiye Suriyeli Kürtleri (PKK/YPG) oyundan çıkarmaya çalışırsa? Ya da Atina'daki pek çok kişinin tahmin ettiği gibi, şu anda uzlaşan Sünniler ve diğer gruplar yeniden savaşmaya başlarsa?
MUHALİFLERLE GİZLİ ANLAŞMA İDDİASI
Kürt meselesi Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesidir ve Türkiye içinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Suriye'de doğrudan ya da Ankara'nın kontrolündeki milisler aracılığıyla Kürtlere (PKK/YPG'ye) karşı faaliyete geçmesi yönünde siyasi bir gizli anlaşma var. Washington kabul etse de etmese de bu böyle.
Amerikan-Türk ilişkilerinin gidişatını belirleyecek bir diğer faktör de elbette Ankara'nın İsrail'e karşı tutumu olacak. ABD için Kudüs en güvenilir müttefik ve gelişmelerin şekillendiricisi. Ankara, Trump tarafından (tekrar) hedeflenmeyeceğinden emin olmak için İsraillilere çok dikkatli bir şekilde hareket etmek zorunda kalacak...