Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler​, Suriye​'de yaşanan durumla ilgili açıklamalarda bulundu. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler yaptığı açıklamada ''Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Yıl içerisinde 99 terörist de teslim oldu'' ifadelerini kullandı. Suriye ile askeri iş birliği durumunu da yorumlayan Bakan Güler ''Yeni yönetim talep ederse desteği sağlarız'' dedi.

"YIL İÇERİSİNDE 99 TERÖRİST TESLİM OLDU"

Terörle mücadelede yapılan konsept değişikliğiyle “terörü kaynağında yok etme” anlayışını uygulamaya aldıklarını vurgulayan Güler, ''Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur. 9 büyük, 59 orta, 100 binden fazla küçük çaplı operasyon icra edilmiştir'' dedi.

"IRAK SINIRIMIZIN TAMAMININ EMNİYETİNİ TESİS ETTİK"

Bakan Güler, Pençe -Kilit Harekatı'na ilişkin şunları söyledi:

"17 Nisan 2022’de Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu’nda kahraman ordumuzun büyük cesaret, fedakarlık ve yoğun gayretleriyle Zap’ta kilidi kapattık. Irak​ sınırımızın tamamının emniyetini sınır ötesinden tesis ettik. Terör örgütü tarafından önemsenen ve Suriye ile Kandil arasında kilit konumda olan bu bölgede bin 136 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, Pençe-Kilit Harekatı’nda bugüne kadar toplam 3 bin 158 Mayın ve El Yapımı Patlayıcı imha edilmiş, bin 327 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş, 957’si ağır silah olmak üzere 2 bin 421 muhtelif silah ve bu silahlara ait 910 binden fazla mühimmat ele geçirilmiştir. Bölgedeki operasyon ve faaliyetlerimiz aynı azim ve kararlılıkla devam etmektedir. 

Beşiktaş'ın kabusu Sami Uğurlu 32 yıl sonra bir ilki başardı! Beşiktaş'ın kabusu Sami Uğurlu 32 yıl sonra bir ilki başardı!

Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da Bağdat ve Erbil’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin, Türkiye-Irak ilişkilerinde bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki iş birliğini kalıcı hale getirmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz ile Irak arasında sonuncusu Bağdat’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantılarının dördüncüsünü, 15 Ağustos’ta Ankara’da icra ettik. Irak Savunma Bakanı ile “Askeri, Güvenlik İş Birliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladık. PKK’yı kendi problemi olarak da görmeye başlayan Irak’ın, PKK terör örgütünü “yasaklı örgüt” ilan etmesi yönünde aldığı kararı memnuniyetle karşılıyor, en kısa sürede “terör örgütü” olarak da ilan etmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"SURİYE'NİN BİRLİĞİ VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKLİYORUZ"

Suriye'de yaşanan olayların maddi, manevi, sosyal ve toplumsal yükünü en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğunu belirten Güler, DEAŞ, ardından da PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütlerinin Suriye’deki güç boşluğundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştıklarını anımsatarak şunları kaydetti;

Suriye’de icra ettiğimiz harekatlarla terör örgütünü engelledik ve sınırlarımızın güvenliğini sağladık. Bölgede yaşayan veya göç etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı oluşturduk. Suriye’deki son gelişmeleri en başından itibaren bölgedeki muhataplarımızla iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip ediyoruz. Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü destekliyor, terörle mücadeleye ise büyük önem ve öncelik veriyoruz. Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum; muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı. Yerel unsurların bu faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aşamasında ülkemizin bir dahli olmamıştır.

PKK'YA GEÇİT YOK

Ayrıca; Suriye Milli Ordusunun Suriyeli muhaliflerden meydana geldiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümetinin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığının emri altında çalıştığını da vurgulamakta yarar var. Bu kapsamda; Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceğimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu çerçevede Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz.

Ayrıca Bakan Güler, "Hudutlarımızda kaçak geçişlere imkan tanımıyoruz. 1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir'' dedi.

"TARİHİ BİR UZLAŞMAYA EV SAHİPLİĞİ YAPTIK"

Bakan Güler, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkılarına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi;

Türkiye; Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar atarak bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaştı. Bölgesel ve küresel barış için öncü bir rol üstlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de birçok coğrafyada kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davalarına destek olmayı sürdürmektedir. Türkiye ile birlikte olanlar kazanacak demiştik. 2024, Türkiye ile birlikte olanların kazandığı bir yıl oldu. 2025, bu gerçeğin perçinlendiği bir yıl olacak diye düşünüyoruz. 

Türkiye olarak Afrika’nın huzur ve istikrarına büyük önem veriyor, Afrikalı dostlarımızla ilişkilerimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Dost ve kardeş ülke olarak gördüğümüz Somali’de güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik olarak eğitim, danışmanlık ve destek kapsamında icra ettiğimiz faaliyetler artarak devam ediyor. Somali ile 8 Şubat’ta imzaladığımız İş Birliği Anlaşması ile şu ana kadar yapılan faaliyetlerimizin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Somali’nin isteği üzerine terörle mücadele konusunda kendilerine verdiğimiz desteği deniz güvenliği alanında da vermeye başlayacağız. Bu amaçla Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz, donanma gemilerimizin (TCG Gökova ve TCG Gediz, TCG Ütğm. Arif Ekmekçi) refakat ve korumasında Somali’de görevlerine devam etmektedir. Öte yandan Çarşamba günü, Sayın Cumhurbaşkanımızın arabuluculuğunda Somali ve Etiyopya arasında tarihi bir uzlaşmaya da ev sahipliği yaptık.

İSRAİL'E SERT TEPKİ

İsrail'in bugüne kadar alınmış kararlara rağmen, bölgede haksız ve hukuksuz uygulamalarına, masum sivilleri, özellikle çocukları hedef alan katliamlarına devam ettiğine, Filistinlilere devlet terörü uyguladığına dikkati çeken Bakan Güler, şöyle devam etti;

Öte yandan, İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırıları ve İran ile yaşadığı gerginlik tüm bölgenin kaosa sürüklenme tehlikesini artırmış, İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı endişemizin ne kadar haklı olduğunu da göstermiştir. Zira İsrail, işgalci zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk tanımazlıkla ortaya koymaktadır. Öyle ki Suriye’de meydana gelen son gelişmeler sonrası İsrail’in Golan tepeleri bölgesindeki yeşil hattı işgali ve Şam’a yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir. 

Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması gerekmektedir. Bir kez daha vurgulamak isterim ki; Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrar için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması şarttır.  Öte yandan İsrail’in saldırganlığı altında zor durumda kalan Gazze’ye ve Lübnan’a insani yardımlarımızı ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, 19 uçak, 11 gemi ile 275 bin ton yardım malzemesi bölgeye gönderilmiştir. Ayrıca 10 Ekim’de, çok az sayıda ülkenin yapabileceği çok önemli bir tahliye operasyonunu, Beyrut Limanı’ndan gerçekleştirdik. 

NATO AÇIKLAMASI

Türkiye'nin NATO İttifakı’na katıldığı günden bu yana 72 yıldır üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye; NATO’nun ikinci büyük ordusu olarak NATO kuvvet yapısına, misyon, operasyon ve karargahlarına katkı sağlamaya devam ettiğini belirten Güler, "Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; 10 Ekim 2023’te bir yıl süreyle komutasını devraldığı Kosova Barış Gücü (KFOR) Komutanlığı görevini uluslararası sorumluluğun gerektirdiği tam bir tarafsızlık ve şeffaflık içerisinde başarıyla yerine getirmiş, 18 Ekim 2024’te üstlendiği KFOR Komutan Yardımcılığı görevini devralmış, 1 Aralık 2024-1 Aralık 2025 tarihleri arasında 65’inci Mekanize Piyade Tugayı Komando Taburumuz ile KFOR İhtiyat Taburu görevini, 1 Temmuz 2024’te; 4 yıl süreyle üstlendiğimiz Karadeniz Müşterek Görev Kuvveti (CTF BLACK) ile yine 1 yıl süreyle üstlendiğimiz Akdeniz Müşterek Görev Kuvveti (CTF MED) Komutanlıklarını, 24 Temmuz 2024’te 7’nci kez devraldığı deniz haydutluğuna karşı Birleşik Görev Kuvveti (CTF-151) komutasını, 3 Aralık 2024’te Kanada Deniz Kuvvetlerinden devraldığı NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2’nin komutasını başarıyla sürdürülmektedir. Ayrıca, NATO Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu-2’nin komutasını da 16 Aralık’ta, 6 aylığına devralınacaktır. Bosna Hersek’teki Avrupa Birliği Gücü Althea Harekatı Manevra Bölüğü rotasyonu kapsamında ise bir motorlu piyade bölüğümüz 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla İtalya’dan görevi devralacak ve 30 Haziran 2026’ya kadar 18 ay süreyle görevini sürdürecektir." ifadelerini kullandı.