GÜNDEM

Bakırhan, DEM Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu!

Bakırhan, DEM Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: "Bölgemizde süren ciddi bir savaş riski var. Bu risklerden korunmanın yolunun güçlü şekilde demokrasiyi uygulamakla olacağını düşünüyoruz. Biz Öcalan'ın ne dediğini, ne düşündüğünü bizzat ağzından öğrenmek isteriz. DEM partiye, eş genel başkanlara bu sürece bir katkı düşecekse de üzerimize düşen rolü oynamak isteriz. Adalet Bakanlığına bugün başvuru yapacağız"

Abone Ol

Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasına DEM Parti'li bazı belediyelere yapılan görevlendirmeleri eleştirdi. Tunceli Belediyesine yapılan görevlendirmeyi anımsatan Bakırhan, "Ana dilde eğitimi istemek mi terör?" diye konuştu.
"Kürt meselesinin bir terör meselesi olarak görülmesinin büyük bir gaflet olduğunu" söyleyen Bakırhan, bu anlayıştan artık vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
Bakırhan, üçüncü dünya savaşının ayak seslerinin bütün ülkelerde duyulduğunu, artık cinin şişeden çıktığını, bazı Avrupa ülkelerinin nükleer saldırılara karşı halka broşür dağıtmaya başladığını kaydetti.
Orta Doğu'da güç savaşının derinleşerek devam ettiğini dile getiren Bakırhan, "Yüzyılın başında bütün farklılıklar yok sayıldı. Tekçi, milliyetçi, mezhepçi anlayış kendisinden olmayanı ya katletti ya asimile etti ya sürdü ya da tarih dışına itti. Onlar itti ama hiçbir şey bitmedi. O ittikleri, yok saydıkları halklar, inançlar bugün ayakta mücadele ediyor. Kendi kimliğini özgürce yaşamak istiyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin de bu gelişmelerden etkilenerek krizler yaşadığını aktaran Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"1920'lerde bir çatı kuruldu. Bu çatı kurulurken Kürtler de emek verdi, Kürtler de bu çatının kurulması için emeğini, canını verdi, bedel ödedi. Ama şimdi Orta Doğu'daki fırtınalardan ve bu çatının altındaki insanların mutlu olmamasından kaynaklı artık o çatı çürümeye başladı. Çatının altındakiler mutlu değil, birilerini yok sayıyorsun, ötekileştiriyorsun, birilerine zorla bir inanç veya başka etnik kimlik dayatıyorsun. Şimdi soruyorum; Bu çatıyı hep birlikte onaracak mıyız, yoksa bu çatının akmasını çürümesini mi izleyeceğiz? Biz nerede miyiz? Biz bu çatının yeniden herkesi kapsayan, herkesin mutlu olduğu, eşit yaşadığı bir şekilde onarılmasından yanayız. Bunun mücadelesini yürütüyoruz, bunun bedelini ödüyoruz. Ama 'bu çatı çürüsün' diye sistem sürekli oraya ateş taşıyor, bunu halklarımızla birlikte görüyoruz.
Savaş kapımızı çalarken korunmak için çok net ve somut yapılması gereken şeyler var. Bir; demokrasiyi büyütmek, iki; halkın iradesini ve farklılıkları tanımak, üç; Türkiye'de hak ve hukuku sağlamaktır. Eğer bunları yapabilirsek çatımız da güvenli olur, çatının altındakiler de güvenli olur, mutlu bir şekilde bir arada yaşanılır."
"Önce kayyum atamaktan vazgeçin"
İktidarın sık sık olası bir savaşta dış güçlerin Türkiye'ye müdahale etmesinden bahsettiğini aktaran Bakırhan, "Bölgemizde süren ciddi bir savaş riski var. Bu risklerden korunmanın yolunun güçlü şekilde demokrasiyi uygulamakla olacağını düşünüyoruz. Ama onlar bir biçimde bu risklerden tekrar rant devşirmeye çalışıyorlar. Bu risklerden korunmak istiyorsanız önce kayyum atamaktan vazgeçin. Kürt meselesini çözmüş, demokrasiyi ve iç barışı sağlamış bir Türkiye, hem bu risklerden korunabilir hem de fırsatlardan faydalanabilir. Biz yerel demokrasinin güçlü şekilde inşa edildiği bir demokratik cumhuriyet ve ulus mücadelesini veriyoruz. Ancak bu şekilde iç barışı sağlayacağımıza inanıyoruz." diye konuştu.
Son günlerde "iç cephe" tartışmaları yaşandığına işaret eden Bakırhan, iç cephenin birilerini dışlayarak güçlendirilemeyeceğini, bugünkü manzarada "iç cephe" dedikleri şeyin barış düşmanlığı ve demokratik siyasetin tasfiyesi olduğunu savundu.
"Öcalan'ın ne dediğini bilmiyoruz"
Bakırhan, "100 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk defa Kürt meselesinde demokratik çözüm yönünde bir ortaklaşma olduğunu, neredeyse bütün muhalefet partilerin demokratik çözümden yana bir tavır ortaya koyduğunu, bunun tarihi bir fırsat olduğunu" kaydetti.
Buna çok büyük değer verdiklerini belirten Bakırhan, herkesin buluştuğu bu tarihi fırsat önünde engel olmaktan artık vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
Partisine "Abdullah Öcalan'ın dediklerini yapmıyorlar, Öcalan'ı dinlemiyorlar. DEM Parti çözümden yana değil" şeklinde bazı eleştiriler yapıldığını aktaran Bakırhan, "Böyle büyük bir yalan olabilir mi? DEM Parti'nin nerede olduğunu bilmeyen mi var? Öcalan ne dedi, ne istedi, biz bunu bilmiyoruz? Tecrit var, 6 ay daha görüş yasağı koyacaksınız, bir taraftan da vicdanı iktidarın kesesinde olanlar çıkıp 'Öcalan'ı dinlemedi' diyecek. Biz Öcalan'ın ne dediğini bilmiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
 "Adalet Bakanlığına başvuracağız"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısındaki konuşmasını anımsatan Bakırhan, "Zaten biz dün hazırlıklarımızı yapmıştık. Çözüme dönük akıl bazen aynı işliyor. Biz Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları ile birlikte İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşmek için bugün Adalet Bakanlığına başvuru yapacağız. Eğer samimi iseler bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Biz hem Öcalan'ın süreç hakkında ne düşündüğünü, ne dediğini birinci ağızdan duymak istiyoruz hem de barış sürecine DEM Parti'nin Eş Genel Başkanları olarak katkı sunmak istiyoruz. Bırakın sadece bizim gitmemizi, Türkiye'de barış isteyen, demokrasi isteyen aydını, yazarı, sanatçısı kurum temsilcileri de oraya gitmelidir." dedi.
Bakırhan, ana dil ve temel hakların sorun olmaktan çıkarılması, Kürt meselesinin çözümünde demokrasinin pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini, demokrasinin her iktidarın kendi ülkesine karşı bir ödev olduğunu kaydetti.
Demokrasinin Türkiye halklarının bir arada kalma sigortası olduğunu belirten Bakırhan, "Eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu bir Türkiyelilik kimliğine varız. Herkesin kendi dili inancı ve kimliğiyle Türkiye'de Orta Doğu'da özgür ve eşit yurttaşları olarak yaşanan bir sistemi inşa etmeye DEM parti olarak varız." ifadelerini kullandı.
"İktidar ve çevresiyle neden görüşmeyelim?"
Bakırhan, grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "DEM Parti ile terör elebaşı Abdullah Öcalan arasında bir görüşme olup olmayacağına" ilişkin soruya da Bakırhan, şu cevabı verdi:
"Türkiye barışı tartışılıyor, söylem düzeyinde de olsa böyle tartışmalar var. Türkiye barışını sağlamak için tarafların ne dediğini, ne istediklerini, Türkiye kamuoyu da bilmelidir. Biz de DEM parti olarak merak ediyoruz. Bugün Sayın Bahçeli'nin dediği, bizim dün hazırlıklarımızı yaptığımız DEM Parti eş genel başkanları ve İmralı görüşmesi bence olsa çok iyi olur. Biz Öcalan'ın ne dediğini, ne düşündüğünü bizzat ağzından öğrenmek isteriz. DEM partiye, eş genel başkanlarına bu sürece bir katkı düşecekse de üzerimize düşen rolü oynamak isteriz. Adalet Bakanlığına bugün başvuru yapacağız. Sonuçlarını bekleyeceğiz"
Bakırhan, bir soru üzerine Devlet Bahçeli ile aralarında bir irtibatın kesinlikle olmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Çözümün aklı birdir. Sorunun önemli aktörlerinden birisi tartışılıyor, demokratik zeminin en önemli partnerinden birisi gündemdedir. Düşünmüş olabilir. İyi düşünülmüş ama biz dün bu konuyu kendi aramızda tartıştık, dilekçemizi hazırladık. Bu Sayın Bahçeli'nin söylediklerini önemsizleştirmiyor. Çözümün aklı birdir. Adalet Bakanı'nı bekleyeceğiz."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Ahmet Türk'ün görüşme yapacağına yönelik haberlerin sorulması üzerine Bakırhan, Ahmet Türk'ün daha önce partilerinde genel başkanlık yapmış bir isim olduğunu belirtti. Bakırhan,"Aracıya ihtiyaç duymayız, Ahmet Türk'ün kendisi zaten DEM Parti'dir." dedi.
Yakın tarihte MHP ile bir görüşme olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Bakırhan, "Zaman, zemin oluşursa... Biz muhalefetle görüşüyoruz, iktidar ve çevresiyle neden görüşmeyelim. Ama yok öyle bir adım, bizim de öyle bir talebimiz yok." yanıtını verdi.