21. yüzyıl hem siyasal anlamda hem de ekonomik anlamda önemli ve hızlı değişimlere sahne oldu. Ekonomik ve politik olarak yaşanan küresel gelişmeler dünyada ülkeler arasında ticari ilişkilerin de değişmesine ve bunun sonucunda yeni toplulukların oluşmasına yol açtı. Özellikle neoliberal politikanın güvenilirliğini ciddi anlamda sarsan, 2008 küresel krizinin ardından ABD’de ve Avrupa ülkelerinde yaşanan gerilemeler, dünya siyasetinde ve ekonomisinde dış ticaretin yön değiştirmesine neden olmuştu.  

TÜRKİYE BRICS'E Mİ YÜRÜYOR?

Yaşanan ekonomik krizlerden görece daha az zarar gören, yükselen ekonomiler olarak bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in oluşturduğu ve "BRIC" adı verilen, 2011 yılından itibaren Güney Afrika’nın da katılımı ile "BRICS" olarak adlandırılan gruba İran, Mısır, Suudi Arabistan, Etiyopya da katılmıştı. 2018 yılında ise Johannesburg’da düzenlenen 10. BRICS zirvesine Türkiye Cumhurbaşkanı'nın, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak katılması, Türkiye’nin BRICS ile ilk kurumsal ilişki kurduğunu göstermekle birlikte, grubun daimi üyesi olma yönünde önemli adımlar attığı tartışmalarını gündeme getirmişti.

BRICS ÜYELİĞİ NE KAZANDIRIR?

Başta Rusya ve Çin olmak üzere BRICS ülkelerinin dünya ekonomisinde pazarlarını genişletme düşüncesi ve Türkiye’nin de dış politikada ekonomik ve siyasi olarak daha etkin rol alma düşüncesinin birbiriyle örtüştüğünü görmekteyiz. BRICS-T ilişkisi hem BRICS topluluğu hem de Türkiye açısından avantajlar sağlayacağı açık. Bu avantajları şöyle sıralayabiliriz:

1-    Türkiye’nin BRICS topluluğuna katılması BRICS statüsünün artmasını sağlaması. Çin ekonomisi dünya ekonomisinde lider konuma gelmek amacıyla topluluğa diğer gelişmekte olan ülkeleri de katarak BRICS’si genişletme çabası içerisindedir. Aynı zamanda Türkiye’nin içerisinde bulunduğu jeopolitik ve stratejik konumu nedeniyle BRICS ülkelerinin dış ticaretinin artmasında önemli bir bağlantıya sahiptir.

2-    Türkiye’nin son yıllarda BRICS ülkeleri ile artan ticareti sayesinde AB gibi batılı ülkelere olan bağımlılığını azaltılması da avantaj olarak görülebilir. Türkiye ekonomisi, coğrafi ve tarihsel yakınlığı bakımından dış ticaretinin büyük bir bölümünü Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa gibi AB ülkeleri ile yaparken son dönemlerde başta Çin ve Rusya olmak üzere BRICS ülkeleri ile dış ticaret hacminde artış gerçekleşmiştir (Ersungur vd., 2017: 396).

NÜFUSU BÜYÜYEN ÜLKELER TERCİH SEBEBİ

Grubun genişleme potansiyeli daha da yüksek olup, nüfus yoğunluğu, doğal kaynak zenginlikleri büyüyen ülkeler konumunda olmaları nedeni ile ticaret hacmi açısından da önemli potansiyel olarak görülüyor. Türkiye, Afganistan, Endonezya, Lübnan, Meksika, Nijerya, Suriye, Sudan, Bangladeş ve Yunanistan BRICS grubuna üyelik potansiyeli olan, BRICS’e ilgisini açıklayan ülkeler olarak biliniyor. BRICS kuruluşundan bugüne kadar üye ülke liderlerinin katıldığı, çeşitli ekonomik ve jeopolitik konularda, genellikle iş birliği ve karşılıklı kalkınmayı, gelişmeyi amaçlayan, ortak deklarasyonlar ve anlaşmalara sahne olan zirveler düzenlenmeye devam etti. Genellikle grup üyesi ülkeler sırayla bir yıllığına grubun dönem başkanı olmaktaddır. 2019 yılında dünyada yaşana pandemi ve 2022 yılında Rusya- Ukrayna, İsrail-Filistin savaş ortamı sonrası BRICS’e ilişkin gelişmeler daha da yakından takip ediliyor. Son olarak Birleşik Arap Emirlikleri de BRICS’e 1 Ocak 2024 tarihinde katıldı.

Asgari ücret toplantıları başlıyor! İlk görüşme 10 aralık Asgari ücret toplantıları başlıyor! İlk görüşme 10 aralık

ÇİN VE RUSYA ETKİSİ

Çeşitli ekonomileri ve siyasi sistemleri temsil eden BRICS ülkeleri küresel ticaret,  finans ve kalkınma gibi alanlarda ortak çıkarları paylaşmaya çabalıyor. BRICS ülkeleri üye ülkelerden ve diğer gelişen ülkelerde sürdürülebilir kalkınma ve altyapı projeleri için finansman sağlayan, daha önce BRICS Kalkınma Bankası olarak bilinen Yeni Kalkınma Bankası (NDB) de dâhil olmak üzere iş birliğini teşvik etmek de çeşitli girişimler kurdu. 

Türkiye'nin BRICS ülkeleri ile dış ticaret hacmi önemli seviyelerdedir. Türkiye ekonomisi ithal ettiği enerjinin büyük bir kısmını Rusya’dan ve ithal ettiği teknolojik ürünün büyük bir kısmını ise Çin’den karşılıyor. Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak ve çevresel sürdürülebilirlik kapsamında, ekonomik büyümeyi sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarını arttırması gerekir. Ancak kullandığı enerji kaynaklarının büyük bir kısmı Rusya’dan ithal ettiği fosil yakıtlardan oluştuğu için, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak için Rusya’ya muhtaç konumda. Aynı şekilde teknolojik gelişimin sağladığı imkânlardan yararlanmak için Çin’in teknoloji ithalatı payı büyük. Çin ve Rusya’nın, Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında önemli bir faktör olan teknoloji ve enerji ticaretinde büyük payının bulunması, Türkiye ve BRICS ilişkisinin ilerlemesinde de payı bulunduğu söylenebilir.

BATI'YA KARŞI TÜRKİYE'NİN ELİNİ GÜÇLENDİRİR

Türkiye’nin gelişen ekonomisi ve küresel alanda ekonomik ve siyasi olarak aktif rol alma çabası BRICS ülkeleri ile örtüşür. BRICS ülkelerinin ekonomik büyüme yanı sıra sürdürülebilir kalkınma planlarını da finanse etmek amacıyla kurdukları BRICS kalkınma bankasının Dünya Bankası ve IMF’nin de işlevini yerine getirerek Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duydukları finansmanı sağlaması, Türkiye ile BRICS yakınlaşmasının hızlanmasını sağlayan önemli bir neden olarak görülebilir. Böylece Türkiye’nin artan dış borçları nedeniyle Batılı ülkelerin IMF yoluyla Türkiye’nin iç işlerine karışma imkânı azalacak. Türkiye dış politikada daha bağımsız ve etkin olarak rol alma imkânına ulaşabilecek. Türkiye’nin AB ve ABD ülkelerine karşı ekonomik ve siyasi olarak daha rahat hareket edebilme imkânı elde edebilmesi BRICS–Türkiye yakınlaşmasını tetikleyen bir faktör olarak karşımıza çıkar.

BÜYÜME POTANSİYELİ YÜKSEK ÜLKELER

Sonuç olarak değerlendirdiğimizde BRICS ülkelerinin geniş yüzölçümleri, doğal kaynak zenginlikleri,  yüksek nüfus oranları ile düşük üretim maliyetlerine sahip olmaları, bu ülkelerin siyasi yapılarında, gelişmişlik düzeylerinde farklılıklara rağmen küreselleşme sürecine dâhil olup ticaretlerinde dışa açık politikalar izlemeleri, yatırımlarını, ihracatlarını, döviz rezervlerini artırarak yüksek büyüme oranları gerçekleştirmeleri bu ülkelerin güçlü yönleridir. Bu özellikleri ile Türkiye’nin dış ticaretlerinde karşılıklı olarak fırsatlar sunar. Zengin enerji kaynakları ve petrol fiyatındaki artışlar, kalabalık nüfus oranları, gelirin dağılımında paylaşım önemli kriterler olmakla birlikte BRICS ülkeleri olarak değerlendirildiğinde doğal kaynaklar, beşeri sermaye ve yatırım cazibesi yüksek ülkeler olması nedeni ile gelişen ülkeler ile kıyaslandığında daha yüksek büyüme oranlarına sahip olduğu görülür.

PAZAR PAYI VE TİCARET HACMİ GENİŞLER

Yükselen ekonomiler olarak nitelendirilen BRICS ülkelerinin küreselleşme sürecine dâhil olup serbest piyasa ekonomisine geçmeleri yabancı yatırımların ve ihracatın artmasına neden olmuş, ekonomik büyümelerini olumlu yönde etkilemiştir. Mısır, İran, Etiyopya, Suudi Arabistan ve BAE’nin katılımı ile büyüyen BRICS ülkelerinin 2023 yılı itibariyle GSYH toplamları 28.310, 5 Milyar $’dır.  Bu rakam, gelişmiş ülke ekonomilerinin GSYH toplamının% 46,14’üne, gelişmekte olan ülkelerin GSYH’sı nın % 65,17 sine,   dünya ekonomisinin GSYH toplamının %27,02’sine tekabül etmektedir.  BRICS ülkeleri içinde bir kısım ülkelerin batı ekonomileri ile ilişkilerin güçlü olması BRICS grubunun siyasal birlikten ziyade ekonomik birlik oluşunu etkileyen önemli bir unsur olarak görülmektedir. Son yıllarda yaşanan jeopolitik risklerden dolayı, batı ve Rusya ile ilişkilerini düzeyli tutarak, Arap ülkelerinin gelişmelerine olumlu yaklaşan, Çin’in grup içinde etkisi grubun ekonomik birlikteliğine olumlu olarak yansımaktadır.  Türkiye,  batı ekonomileri ile ekonomik ve sosyal ilişkileri iyi olan bir konumda olduğu gibi G20 Ülkeleri içindedir. Türkiye’nin BRICS’e üye olması halinde birliğin Pazar büyüklüğü ve ticaret hacminin genişleyeceği, üye ülkeler arasında yatırım, ticaret ve ekonomik işbirliği için yeni fırsatlar yaratılabileceği,  Türkiye’nin, beşeri sermayesi,   sanayisi ve pazar yapısı ile dünyanın en büyük gelişen pazarlarından BRICS ülkeleri içinde etkinliğinin artacağı, geniş, dinamik bir ekonomik blokta daha fazla erişim fırsatları ile Türkiye ve BRICS ülkelerinin ticaret hacimlerinin karşılıklı artması olasıdır.