GÜNDEM

Bu akılları kimden aldılar? İşte FETÖ yapılanmasının diğer yüzü!

Paralel devlet yapılanması ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütü, tıpkı bin yıl önce Hasan Sabbah'ın liderliğini yaptığı Haşhaşileri örnek alarak din ve güç kavramlarını kullanıp insanları kandırarak devlete sızdı. FETÖ terör örgütünün faaliyetlerini incelediğimizde, tarihte Hasan Sabbah'ın icraatleri ve yapılanması ile ne kadar benzerlik içinde olduğu gözler önüne serildi…

Abone Ol

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast yapmak ve ülkenin yönetimini ele geçirmek adına 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe teşebbüsü gerçekleştiren FETÖ terör örgütü, 251 vatandaşımızı şehit ederken 2 binden fazla kişiyi de yaraladı. Milletin silahıyla milleti vuran bu terör örgütünün tarihine baktığımızda, kendisine rol model olarak Haşhaşi örgütü ve bu örgütün lideri Hasan Sabbah’ı örnek aldığı anlaşıldı.

7 Şubat 2012 tarihinde dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan’ı sorgulamak isteyen ve daha sonrasında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı ameliyat masasında öldürmek isteyen FETÖ terör örgütü, yaşanan bu krizin öncesinde ve sonrasında defayetle Tayyip Erdoğan’ı koltuğundan etmek istemiş ancak başaramamıştı.

Gülen Cemaati olarak adlandırılan FETÖ terör örgütü, 1970’lerden itibaren devletin sinir merkezlerine sızmayı amaçlamış ve dönemin hükümetleri tarafından da desteklenmişti. Özellikle 1980’de yapılan askeri darbeyi destekleyici açıklamalarıyla gündeme gelen örgütün lideri Fethullah Gülen, daha sonra kurulacak hükümetlerde bakanlıklardan, yerel yönetimlere kadar birçok konuda söz sahibi olmuş ve örgüt üyeleri birer birer devletin çeşitli kademelerinde görev almaya başlamıştı.

FETÖ terör örgütü yıllar geçtikçe sadece devlet kademeleriyle yetinmemiş askeriyeden bürokrasiye, ekonomiden spora, emniyetten eğitime kadar her alanda örgüt mensuplarının aktif rol oynaması için çalışmalarını hızlandırmıştı.

FETÖ terör örgütünün yapılanmasına ve faaliyetlerine baktığımızda, tarihte ‘Haşhaşiler’ olarak bilinen ve başında Hasan Sabbah’ın olduğu örgütle ne kadar benzer bir şekilde çalıştığı ve kendilerine örnek olarak bu örgütlenmeyi aldıklarını görüyoruz. Hasan Sabbah da dini kullanarak yanına aldığı fedailerine cennetten birer bahçe vaat ederek kandırıp, devletin sinir merkezlerine yerleşmişti. Kendi yetiştirdiği ve kandırarak kendi safına çektiği fedaileri ile birlikte devlet içinde bir devlet yapılanmasına giden Haşhaşiler, Alamut Kalesi olarak adlandırılan yeri kendilerine bir üs olarak belirlemişti. FETÖ terör örgütü ise ABD’de bulunan Pensilvanya’daki kalesini bir üs olarak belirlemiş ve örgütün operasyonları orada planlanmıştı.

HASAN SABBAH VE ALAMUT KALESİ

Haşhaşi yapılanması Alamut Kalesi'nin dağlık arazisinde başlar. Hasan Sabbah, bu kalenin efendisi ve Haşhaşiler tarikatının lideridir. Hasan, Alamut Kalesi'ni mükemmel bir savunma merkezi ve stratejik bir üs olarak kullanarak düşmanlarına karşı üstünlük sağlamıştır. Alamut, fiziksel olarak erişilmesi zor bir kale olmasının yanı sıra, Hasan Sabbah'ın zeka ve stratejisiyle neredeyse yenilmez hale gelmiştir. Bu kaleye örgüt mensuplarının tamamı giremez, yalnızca örgütün üst yöneticileri girebiliyordu.

FETÖ VE PENSİLVANYA

FETÖ terör örgütü lideri Fethullah Gülen 1990 yıllarının sonlarına doğru hastalığını bahane ederek Türkiye’den ayrılmış ve ABD’ye yerleşmişti. Amerika’da bulunan Pensilvanya eyaletinde kendisi için hazırlanan kaleye yerleşmiş ve ölümüne kadar orada ikamet etmişti. Örgütün Pensilvanya’da bulunan kalesine yalnızca üst düzey yöneticiler girebiliyor ve oldukça sıkı şekilde korunuyordu. Güvenlik tedbirleri hat safhadaydı. Pensilvanya'da bulunan bu üs haritada dahil gözükmüyordu.

FETÖ’nün örgütle iletişime geçtiği videolar burada çekiliyor ve planlar bu kalede hazırlanıyordu. 7 Şubat MİT krizinden 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar tüm operasyonların hazırlıkları burada yapılmıştı. Yani Hasan Sabbah ve örgütü için Alamut Kalesi neyse, FETÖ terör örgütü için de Pensilvanya aynı şekildeydi.

FEDAİLER VE HASAN SABBAH’IN YÖNTEMLERİ

Hasan Sabbah, genç erkekleri ve kadınları, özel bir eğitim programından geçirerek fedai olarak yetiştirir. Bu gençler, Hasan'ın emirlerine kayıtsız şartsız itaat edecek şekilde eğitilir. Hasan Sabbah, onların zihnini ve ruhunu manipüle eder, onlara cennetten parçalar göstererek (buna "Bahçe" denir) ve haşhaş bitkisinden elde edilen uyuşturucuyu kullanarak sadakatlerini sağlar. Devletin birçok kademesine yerleştirirdi.

FETHULLAH GÜLEN VE ÖRGÜTÜNÜN YÖNTEMLERİ

Fethullah Gülen’in ilk hedefi, eğitim kurumlarına sızıp okullarda başarılı olan öğrencilere mesleki garanti verip kendi cemaatlerine çekmek olacaktı. Kendi cemaatlerine kattıkları gençleri din, makam, mevki, güç, itibar gibi kavramlarla kendilerine iyice bağlamışlardı. Ayriyeten bu oluşuma katılan genç kadın ve erkekler birbirleri ile katalog yoluyla evlendirilirdi. Örgütün başındaki isim Fethullah Gülen’e tam itaat ve saygı gösterilirdi. Bu örgüte mensup kişiler devletin kritik noktalarına yerleştirilirdi.

HASAN SABBAH’IN FELSEFESİ

Hasan Sabbah, tarikatını ve yöntemlerini bir dizi felsefi prensip üzerine kurmuştur. "Hiçbir şey gerçek değil, her şey mübah" sloganı, onun felsefesinin temel taşını oluşturur. Hasan Sabbah, mutlak gücün ve kontrolün ancak insanların inançlarını ve algılarını manipüle ederek elde edilebileceğine inanır. Fedailere cenneti vadederken, aslında onların zihinlerini kontrol altına alarak kendi amaçlarına hizmet ettirirdi.

Hasan Sabbah, zekâsı ve manipülasyon yetenekleriyle tarikatını ve Alamut Kalesi'ni yönetir. "Hiçbir şey gerçek değil, her şey mübah" felsefesi, onun dünya görüşünü yansıtır. Güç ve kontrol için her şeyi mübah gören Hasan Sabbah, nihayetinde bu politikaların kendi yıkımını getirdiğini görür. Hasan Sabbah, insanları manipüle ederek ve onların inançlarını kontrol ederek güç kazanır. Ancak, bu güç geçici ve yanıltıcıdır. Hasan Sabbah, insanların inançlarını manipüle ederek onları kendi amaçlarına hizmet ettirir. Bu tema, inançların nasıl kullanılabileceğini ve insanların nasıl yönlendirilebileceğini gösterirdi.

FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FELSEFESİ

Fethullah Gülen ve cemaat yapılanması çeşitli manipülasyonlar ve hayal vaatlerle küçük yaştan itibaren çocukları kendi bünyeleri altında tutmayı başarmıştı. Ailelerinden kopardıkları çocukları kendi yurtlarında barındırmış ve eğitimlerini burada vermişlerdi. Küçük yaştan itibaren lider olarak gösterilen Gülen’e tam itaat ve saygılı bir şekilde büyütüldüler.

Yurtlarda yetiştirilen bu çocukların gençlik çağlarında ise güç, makam, itibar gibi kavramlarla ellerinde tuttular. Tıpkı Hasan Sabbah gibi güç ve kontrol mekanizmasını elinde tutmak için, islamiyeti de kendi çıkarlarına göre değiştirerek cemaatlerinde anlattılar.

FETÖ terör örgütüne menup kişilerin cennete gideceklerini ve bu cemaate karşı gelenlerin ise cehennem ile cezalandırılacaklarını empoze etmişlerdi. FETÖ terör örgütü, İslam dininin en büyük temellerinden olan sevgi ve hoşgörü kavramlarıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir şekilde beddua ve kendinden olmayanlara karşı kin duygusu besleyerek hareket etti.

17/25 Aralık süreçlerinde dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılan itibar suikastinden sonra, ‘ışık evleri’ olarak adlandırılan evlerinde beddua seansları düzenlendi.

30’dan fazla ülkede yapılanmış olan bu sinsi ve tehlikeli terör örgütünün felsefesinde kendi itibarları ve güçleri için yapılan her şey mübah ve meşru olarak kabul ediliyordu. Yakın zamanda ölen örgütün lideri Fethullah Gülen vatansız bir şekilde gömüldü. Türkiye’ye ve birçok ülkeye maddi ve manevi zararlar veren bu örgütün başına kim geçeceği konusunda soru işaretleri devam ediyor.

Tarihsel sürece baktığımızda, Haşhaşiler ile FETÖ terör örgütünün teşkilatlanması, planlanması ve faaliyetlerindeki benzerlikler dikkat çekiyor. Nasıl ki haşhaşiler tarihin tozlu sayfalarında yok olduysa, FETÖ terör örgütü de yıllar sonra bile İslam’a verdikleri zarar ve millete yaptıkları ihanetlerle anılacak.