Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür ÖzelDiyarbakır​ ziyaretleri kapsamında kadın sivil toplum kuruluşları ile kahvaltı programında konuştu. Özel'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Buraya gelmeden 24 saat önce Bahçeli​'nin açıklamalarıyla önemli bir eşikteyiz. Herkes neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Biz meseleye şuradan bakıyoruz: Bahçeli'nin sözü sadece bir kişinin özgürlüğü, bir kişiye af, ona verilecek kürsü, oradan söylenecek bir söz, lağvolacak bir örgüt...

Terörün durması, terör örgütünün ortadan kalkması, 86 milyonun barış içinde yaşaması için atılacak her adımı önemsiyoruz. Kimi sözü varsa kıymetlidir, söylesin. Ama şu denmesin; Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Kürt sorunu olup olmadığına Kürtler karar verir devlet değil. Büyük devlet karar vermiş, küçük 'devlet' de dün ilan etmiş gibi gözüküyor. Kürt sorunun çözümü için elimizden gelen her katkıyı yapmaya hazırız.

Bir süreç yürütülecekse son derece dikkatli olmalıyız. Kürtlerin yaşadığı sorun sadece bir kişinin Meclis'te konuşmasıyla değil, 86 milyonun temsilcilerinin parlamentoda konuşmasıyla, demokratik siyasetin önünün açılmasıyla, kurulacak masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülebilir.

Kastamonu’da yangın faciası! Çatı yangınında alevler 3 evi sardı Kastamonu’da yangın faciası! Çatı yangınında alevler 3 evi sardı

Cumhur İttifakı'nın Kürtlerin sorunlarını görmediği, aceleyle bir şeyler yapmaya çalıştığı süreç son derece son derece riskler ve tehlikeler barındırmaktadır. Hangi sorunun çözülmeye çalışıldığı konusunda derin şüpheler var. Kürt sorununu yok sayıp bir sorunu çözenlerin Erdoğan'ın sorununu çözmek üzere bir süreç yürüttüklerine ilişkin endişeler hızla bertaraf edilmeli.

Mevcut anayasaya uyulmadıkça, AYM ve AİHM kararları kabul edilmedikçe biz anayasa çiğneyenlerle bir anayasa yapmayız. CHP​'yi masaya böyle sokabilecekleri niyetindelerse biz bu oyuna gelmeyiz. Ama niyetiniz demokrasiyse bu işin bütün aşamalarında samimiyetle oluruz.

Sonuç olarak kapalı kapılar ardında 'biz yaptık oldu' anlayışı değil, Kürtlerin sorunlarını görüp çözüm önerilerini ortaya koyan bir anlayışı savunuyoruz. Türklerin de Kürtlerin de geleceği sivil, demokratik anayasadan geçer. Biz bu noktada üzerimize düşen ne varsa yapacağız. Buna katkı koymak, risk almak, haklı haksız tüm eleştirilere muhatap olmak dahil. Dün ifade ettiğimiz sözü bir daha söyleyeyim. Devlet Bey beklenmedik bir şey söyleyince bir tane de ben söyleyeyim deyip 'Kürtlere devlet vadediyorum' dedim. Ben Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin eşit, ayrımsız, kendilerini tamamen mensubu ve sahibi hissettiği, eşit vatandaşlığı iliklerine kadar hissettikleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bizlerle birlikte sahibi olmalarını teklif ediyorum. Bu noktaya gelirsek zaten bütün sorunlar çözülecek. Bu noktada geçen gün sayın Selahattin Demirtaş ile de mutabık olduk. Çünkü biz bu şehrin siyasetçilerinin de bu ülkeyi sevdiklerini biliyoruz. Hayata, yaşama, insana ve barışa dair her türlü düşmanlığın karşısında onlarla el ele, omuz omuza olacağız.