İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da düzenlediği bir basın toplantısında, gazetecilerle bir araya gelerek gündeme dair kapsamlı açıklamalar yaptı. Hem İstanbul'daki çalışmalarını hem de Türkiye Belediyeler Birliği bünyesindeki faaliyetlerini paylaşan İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı, yargı süreçleri ve ülkedeki sosyal, ekonomik sorunlar üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda kendisine yöneltilen sorulara, “Cumhurbaşkanı adaylarına milletimiz karar verecek. Bu, elitlerin ya da belirli kesimlerin yönlendireceği bir süreç değildir. Benim partim var, partimin alacağı karar mekanizmaları işlemeye devam edecek. Günü geldiğinde halkın iradesi doğrultusunda hareket edeceğiz” diyerek, olası adaylık sürecinin halk tarafından şekilleneceğini belirtti.

ADAYLIK KONUSUNDA NET TAVIR: "ADAYLARA MİLLET KARAR VERECEK"

Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin sıkça tartışılan isimler arasında yer alan İmamoğlu, bu konuya dair net bir duruş sergiledi. "Adaylık konusunda karar verecek olan halktır, elitler değil," diyerek sürecin demokratik bir zeminde ilerlemesi gerektiğini vurguladı. İmamoğlu, "Cumhurbaşkanlığına aday olmak gibi bir gündemim yok. Ben İstanbul’a hizmet etmek için seçildim ve bu görevime odaklanmış durumdayım" ifadelerini kullanarak İstanbul’a hizmet etmeyi sürdürdüğünü belirtti. Ayrıca, "Süreç ne getirir bilinmez, ama şu an tek odak noktam İstanbul’da başarıya ulaşmak" ifadelerini kullandı.

"AHMAK DAVASI" HAKKINDA: "YARGISAL TACİZE UĞRADIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM"

İmamoğlu, hakkında süregelen "ahmak davası" ile ilgili de açıklamalarda bulundu. İstinaf Mahkemesi’nde 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldığı davayı değerlendiren İmamoğlu, adil bir yargılama beklentisi içinde olduğunu belirtti. “Yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. İlk derece mahkemede adil bir süreç işlemedi. Adaletin yerini bulmasını ve bu sürecin bir an önce sona ermesini diliyorum” diyerek hukuka olan inancını yineledi. Ayrıca, hâkim değişikliği sürecine ve hâkimin Samsun’a atanmasıyla ilgili eleştirilerini de dile getirdi. "Hâkim değişikliği adalete olan güveni sarsacak nitelikte. Bu yargısal sürecin politik bir zeminde yürütülmesini kabul edemem" şeklinde konuştu.

"FIRSATÇI DEĞİLİM"

İmamoğlu, "Bazen yurt dışında insanlar sorular soruyor, fakat ne diyeceğimi bilemiyorum, gerçekten utanıyorum, anlatamıyorum" şeklinde konuşarak, mevcut durumun ne kadar trajikomik olduğunu vurguladı. Hükümeti temsil eden herhangi bir kişinin, özellikle hukuki konularda, "Bu utanç verici duruma yargının son vereceğini umuyoruz" diyemediğini belirten İmamoğlu, "Yargıçlara güvenmek istiyorum. İstinaf sürecinin bu meseleyi bitirip gündemden çıkarmasını bekliyorum" dedi.

Aldığı cezanın onanması halinde CHP Genel Başkanlığı'na getirileceği yönündeki iddialara da değinen İmamoğlu, "Ben fırsat kollayan biri değilim, böyle bir gündemin içinde yer almam. Partimizin genel başkanı zaten var. Söz konusu olan şey, sıradan bir dava bile sayılamayacak bir konu. Ben görevimin başındayım ve İstanbul’a hizmet ediyorum. Böyle bir gündemim yok ama süreç ilerlerse, ya da dönemim sona ererse, başka bir gelişme olursa, o zaman bakarım. Şu an tek amacım İstanbul’a en iyi şekilde hizmet etmek ve başarılı olmak" şeklinde konuştu.

"TOPLUMSAL TRAVMA VE GÜVENSİZLİK HIZLA ARTIYOR"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, gündemdeki önemli gelişmelere dair de geniş bir değerlendirme yaptı. Son dönemde yaşanan toplumsal travmalar ve artan güvensizlik ortamına dikkat çeken İmamoğlu, "Bugünlerde toplum olarak derin travmalar yaşıyoruz. Gasp, cinayet, tecavüz gibi suçların failleri serbest bırakılıyor, yeniden suç işliyor. Halk, artık kamusal adaletin koruyucu ve kollayıcı gücünü hissetmiyor" diyerek ülkenin ciddi bir güven bunalımı yaşadığını vurguladı. "Her zor dönemde devlete olan güvenimiz vardı, ama şimdi bu güvenin hızla zedelendiğini görüyoruz" dedi.

"MİLLETİN 'YETER' DEDİĞİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ"

Türkiye’de artan ekonomik eşitsizlik, adalet ve hukukun üstünlüğü konularındaki sorunlara değinen İmamoğlu, ülkenin hızlı bir çöküş sürecine girdiğini belirtti. "Her alanda büyük bir çürüme ve çözülme yaşıyoruz. Sağlık sisteminden eğitime, hukuktan güvenliğe kadar birçok alanda millet 'yeter' dedi" ifadelerini kullandı. İmamoğlu, mevcut iktidarın halkın ihtiyaçlarına cevap veremediğini ve toplumsal muhalefetin güçlü bir şekilde bir araya gelerek değişim için çalışması gerektiğini söyledi. "Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, illegal yapılara boyun eğmeden, adaleti yeniden tesis etmek zorundayız" diyerek değişim için güçlü bir devlet yapısına duyulan ihtiyacı vurguladı.

FİLİSTİN VE ULUSLARARASI ADALET ÇAĞRISI

İmamoğlu, uluslararası alanda yaşanan gelişmelere de dikkat çekerek, Filistin’deki durumu bir insanlık suçu olarak nitelendirdi. “Filistin’de soykırım boyutuna dönüşen bir saldırı var. Bu, tüm dünyanın gözleri önünde işlenen bir insanlık suçudur” dedi. Türkiye’nin bu konuda etkin bir rol oynaması gerektiğini ifade eden İmamoğlu, "Türkiye’nin uluslararası alanda yeniden güçlü bir konumda yer alması şart. Ancak şu an Filistin meselesinde etkisiz bir konumdayız ve bu çok üzücü" diye konuştu. Filistin’de adaletin sağlanması için Türkiye’nin daha aktif bir dış politika izlemesi gerektiğini belirtti.

"OLAĞANÜSTÜ BİR EŞİTSİZLİK DÖNEMİNDEYİZ"

İmamoğlu, dünyada ve Türkiye’de yaşanan büyük eşitsizliklere de dikkat çekti. “Dünyada ve ülkemizde olağanüstü bir eşitsizlik dönemi yaşıyoruz. Bu, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve politik bir eşitsizlik. Bu durum, bütün dengeleri alt üst ediyor” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, bu sürecin ulusal ve uluslararası boyutta büyük bir belirsizlik ve düzensizlik yarattığını belirterek, eşitsizliklerin giderilmesi için toplumsal ve uluslararası dayanışmanın şart olduğunu vurguladı.

“DEVLETTE ÇÖKÜŞ SÜRECİ HIZLANIYOR”

İBB Başkanı, devletin işleyişine yönelik de eleştirilerde bulundu. "Devletin koruyucu ve kollayıcı gücü, kamusal yapılar, adalet ve güvenlik mekanizmaları çökmeye başlamıştır" diyen İmamoğlu, toplumsal yapının derin bir krizle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Özellikle güvenlik ve adalet sistemindeki aksaklıkların, bireylerin devlete olan güvenini sarstığını söyledi. "Bireyin kamusal güçten ve adaletten kopuşu, büyük bir tehlike arz ediyor. Devletin yeniden yapılandırılması ve vatandaşın güvenini kazanması gerekiyor" diyerek bu sürecin toplum için tehlikeli bir dönemece geldiğini vurguladı.

“SINIF ATLAMA MÜCADELESİ VE SİYASİ SORUMLULUK”

İstanbul'da DEAŞ terör örgütü üyesi 2 şüpheli yakalandı! İstanbul'da DEAŞ terör örgütü üyesi 2 şüpheli yakalandı!

İmamoğlu, Türkiye’nin mevcut yönetimle sınıf atlayamadığını belirterek, muhalefetin sorumluluğunun büyük olduğunu dile getirdi. “Biz, 2023 seçimlerinde sınıf atlayabilseydik kazanırdık. Ama maalesef kazanamadık. Sınıf atlamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Biz ise ülkeye sınıf atlatmak isteyen bir muhalefetiz” dedi.

İmamoğlu, bu hedef doğrultusunda toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı, kutuplaştırmayan bir siyasi anlayışın inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

GENÇLERİN GELECEĞİ VE EŞİTSİZLİKLERE KARŞI MÜCADELE

Konuşmasında gençlerin geleceğine de değinen İmamoğlu, mülakat sistemi gibi adaletsiz uygulamaların gençlerin umutlarını kırdığını ifade etti. "Anne-babaların binbir emekle yetiştirdiği gençlerin geleceği, mülakatla ellerinden alınıyor. Mülakat sistemini değiştireceğiz dediler, ama hâlâ hiçbir adım atılmadı" diye konuştu. İmamoğlu, adaletli bir sistem kurulmadığı sürece gençlerin geleceğinin karartıldığını ve bunun toplumsal bir sorun haline geldiğini vurguladı.