Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan ve yaklaşık 3 saat süren Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantının ardından kameraların karşısına geçen Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki saldırılarını hatırlatarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni eleştirdi ve "Daha neyi bekliyor?" dedi. İç siyasetteki yumuşama konusunda da konuşan Erdoğan, "Yumuşama iklimi ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor." ifadelerini kullanarak eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismini anmadan eleştirdi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"Daha adil bir dünya daha müreffeh Türkiye'ye ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. 1 Ekim Salı günü TBMM'de 28. dönem 3. yasama yılının açılışını yaptık.

"ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİYLE SORUNUMUZ YOK"

Meclis hitabımızda Türk demokrasisini darbe anayasasından bir an önce kurtararak yeni ve sivil anayasa ile buluşturma talebimizi teyid ettik. Tüm siyasi partilerin yeni anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz.

Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili partimizin ve Cumhur ittifakının herhangi sorununun olmadığını ilk 4 madde üzerinden yapılan tartışmaların sürece katkısı olmadığını ifade etmek istiyorum.

İSRAİL'İN GAZZE  VE LÜBNAN SALDIRILARI: BMGK DAHA NEYİ BEKLİYOR?

İsrail'in Gazze'de durmayacağını, gözünü bölgedeki diğer ülkelere dikeceğini her fırsatta ifade ettik. Bu ikazlarımızdan dolayı bazı dostlarımızın ve ülkemiz içindeki malum kesimlerinin haksız eleştirilerine maruz kaldık.

İsrail'in BM Geçici Barış Gücü'ne saldıracak, tehdit edecek kadar küstahlaşması konunun ciddiyetini ispata kafidir. Kendi personellerini dahi koruyamayan bir BM görüntüsü uluslararası sistem adına utanç ve kaygı vericidir. Güvenlik Konseyi'nin İsrail'i durdurmak için daha neyi beklediğini açıkçası biz de merak ediyoruz.

İsrail tankları Barış Gücü askerlerine saldırıyor, bir kısmını yaralıyor, BMGK tüm bu haydutlukları sadece seyrediyor. Bunun için yıllardır 'dünya beşten büyüktür' diyoruz. Gelinen noktada şu gerçeği hepimiz görmekteyiz. Siyonist emeller peşinde koşan İsrail hükümeti, Amerika ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini aldığı müddetçe saldırılarını durdurmayacak.

"BAKANLARIMIZ KAPALI OTURUMDA ASIL PLANI İFADE ETTİLER"

Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarımız kapalı oturumda asıl planı ifade etmişlerdir. Bugün İsrail'in gönüllü sözcülüğünü üstlenenlerin geçmişte bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı için aynı cümleleri kurduklarını unutmadık.

Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyine yönelik operasyonlarımıza en fazla tepki gösterenler yine bunlardı. FETÖ ihanet çetesine karşı mücadelemizi dinamitlemeye çalışanların aynı kesimden olması elbette şaşırtıcı değildir. Öyle bir hayal dünyasına yaşıyorlar ki hem Türkiye'nin gerçeklerinden kopuklar hem de bölgemizi ve dünyayı takip etmekten acizdirler.

Savunma ve Dışişleri Bakanlarımız karşımızdaki tabloyu çok net biçimde ortaya koymuşlardır. Ülkenin ve milletin güvenliğine dair meseleleri polemik konusu yapanları milletimizin takdirine bırakıyorum. Biz onlara itibar etmeden gereken tüm tedbirleri alıyoruz ve alacağız. Caydırıcı gücümüz ne kadar fazla olursa ülkemizi koruma imkanının o derece artacağının farkındayız.

"LÜBNAN'DAN TAHLİYELER SÜRECEK"

Refah Sınır Kapısı'nın İsrail güçleri tarafından işgaliyle birlikte Gazze'ye ulaştırılan yardım miktarında ciddi düşüş oldu. İsrail, Filistin mültecilerine yardım ajansını terörize ederek yardımı engellemeye çalışıyor. Kış gelmeden ihtiyaç sahibi Gazze halkına yardımlarımızı ulaştırmamızın gayretindeyiz.

Lübnan'daki vatandaşlarımızın tahliyesini de gerçekleştiriyoruz. İhtiyaç ve talep olması halinde tahliye operasyonlarımız sürecektir. Böylesi insani meselede dahi ırkçı atak geçiren, yalan ve iftiralarla tahliye operasyonumuza kara çalan gazeteci ve siyasetçi kılıklı insanlık müsvettelerini de milletimizin vicdanına havale ediyorum.

SİYASETTE DİYALOG

Bölgemizin içinde bulunduğu kesif ve karanlık atmosferde dışarıdaki meselelerle yakından ilgilenirken evimizin içini toparlamamız yani iç cephemizi tahkim ve takviye etmemiz fevkalade önemlidir. Bunun yolu da evvelemirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten geçiyor.

Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla devam etmesi mümkün değildir.

Bu noktada yapmamız gereken bellidir; Türkiye'nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesine bekleyenlerin onların içindeki lejyonerlerin gerilimi körüklemesine müsaade etmemeliyiz.

Türkiye'yi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz. Her kim siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa kesinlikle Türkiye'nin iyiliğini istemiyor demektir.

Her kim ülkemizin güvenlik kuşağını güçlendirmeye hedefleyen çabaları sureti haktan görünerek hedef alıyorsa, acı hatıraları tekrar deşiyorsa apaçık ihanet içinde demektir.

Türkiye son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı. Siyaset kurumunu 3 seçimin sürüklediği yüksek gerilimden çıkarma iradesi siyasi partilerle ve toplumumuzda makes buldu.

KILIÇDAROĞLU'NA ÜSTÜ KAPALI ELEŞTİRİ: İYİ NİYETLİ BULMUYORUZ

Hüsnüniyet göstergesi olan bazı adımlar atıldı. Bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye dönük girişimler de yoğunlaştı. Partisi tarafından dışlanmış hatta istenmeyen adam ilan edilmiş, kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp, kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşması, yumuşama atmosferini provokatif sözlerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bilmiyoruz. Girdiği her seçimi kaybeden son olarak partideki seçim yarışını kaybederek rekor kıran zatın, Türkiye'yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakaretamiz ifadelere cevap vermeyi zul addediyoruz.

"TERÖRLE ARASINA MESAFE KOYMASI BEKLENENLERİN TERÖR DİLİ SAMİMİYETSİZLİKTİR"

Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işaretidir. Bölgemizin tamamında Türk, Türkmen, Arap, Kürt demeden herkesi kucaklayan bir kardeşlik ekseni kurmaya çalışıyoruz. Birileri hemen bu kardeşlik eksenini sabote edecek hal ve hareketlere girişiyor. Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına izin vermeyiz. Buna kayıtsız da kalmayız.

Okan Buruk'tan dikkat çeken Hakim Ziyech açıklaması Okan Buruk'tan dikkat çeken Hakim Ziyech açıklaması

"YUMUŞAMA İKLİMİNDE GÜVENLİKTEN TAVİZ VERECEĞİMİZ PROVOKASYONLARA İZİN VERMEYİZ"

Bölgemizde bunca ateş varken her geçen gün ülkemize yaklaşırken herkes aklını başına almalıdır. Yumuşama iklimi ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor. Her türlü tehdidi bertaraf etme irademiz tamdır. Milletimizin hafızasında yer edinmiş kötü sahnelerin tekrar yaşanmasına müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz."