Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tataristan Kazan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
SORU: TUSAŞ’a yönelik hain saldırı ile ilgili son bilgileri merak ediyoruz. Zamanlaması açısından bakıldığında ne dersiniz? İlk açıklama ve bilgilere göre saldırı terör örgütü PKK tarafından yapılmış görünüyor. Dolayısıyla TUSAŞ’ın seçilme amacı sizce nedir? BRICS toplantısı ve üyelik başvurusu nedeniyle dış bağlantılı olma ihtimali konusunda bir istihbarat var mı? İsrail' in bu saldırının arkasında olduğuna ilişkin iddialar da gündeme geldi, bir bulgu var mı?
"Bu terör saldırısında TUSAŞ gibi güzide bir kuruluşumuzun seçilmiş olması manidardır. Teröristler sadece bir kuruluşu değil, Türkiye’nin huzur ve güvenliğini hedef almışlardır. Kahramanlarımız canları pahasına TUSAŞ’ımızı, yani Türkiye’nin aydınlık geleceğini savunmuşlardır. Maalesef hain saldırıda şehitler verdik, 5 şehidimiz, bunun yanında çok sayıda yaralımız bulunuyor. Başımız sağ olsun. Yaralılarımıza Allah’tan acil şifalar diliyorum. Hem bu gözünü kan bürümüş canilerle mücadele edeceğiz, bu konuda durmak yok, hem ülkemizi müreffeh geleceğe taşıma azmimizden asla taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Nitekim Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız İbrahim Kalın dün akşam bu saldırının sonrasında hemen Ankara’ya döndü ve bütün gelişmeleri yerinde bizzat takip etti. Bizler de Tataristan’dan bu gelişmeleri takibe devam ettik. İstanbul’da bulunan Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, hemen İstanbul’dan Ankara’ya geçti. Ankara’daki Cumhurbaşkanı Yardımcım Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya anında hadiseye müdahil oldular. Bütün güvenlik güçlerimiz anında teröristlere müdahale ederek, çok kısa zamanda saldırıyı gerçekleştiren kadın teröristi etkisiz hale getirdiler. Terörist kendi kendini bildiğiniz gibi öldürmüş oldu. Bu terör saldırısının Suriye’den bir sızma hareketi şeklinde gelişmiş olduğunu özellikle öğrenmiş bulunuyoruz. Buna yönelik de tüm gece boyunca 40 ayrı noktaya operasyonlar yapıldı. Bu operasyonlarla da teröristlere çok çok ağır bedeller ödetildiği de ortada"
"TERÖRÜN KAYNAĞINI TAMAMEN KURUTACAĞIZ"
SORU: Türkiye, terörle mücadelesinde büyük mesafe aldı. Bundan sonra terörle mücadele nasıl devam edecek? “Terörsüz bir Türkiye inşa edelim” demiştiniz, bu nasıl olacak?
"Terörle mücadeleden kesinlikle taviz vermemiz mümkün değil. Bu, kararlılıkla devam edecek ve terörü kaynağında yok etme politikamızı yine aynen sürdüreceğiz. Bundan da taviz söz konusu değil. Teröre sebep olan siyasi ve toplumsal nedenlerden finansal kaynaklara, dış desteklere kadar geniş bir yelpazede mücadele stratejisi belirledik. Bu stratejiyi çok boyutlu ve daha kapsamlı bir şekilde devam ettireceğiz. Şunun bilinmesini isterim, teröristler kukladır, bunlar taşerondur. Bizim hedefimiz terörsüz bir Türkiye’dir. Bundan taviz vermeyeceğiz, veremeyiz. Hedefimiz tam bağımsız, bir, bütün ve müreffeh Türkiye’dir. Kesinlikle şu andaki hükümetimizin “laf ola beri gele” şeklinde bir anlayışı söz konusu değildir. Biz terörü tamamen kaynağında kurutmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun kaynağı Suriye mi, Suriye… O zaman oradaki kaynak neyse biz orada gereğini, dün akşam yaptığımız gibi yaparız. Bundan sonraki süreçte de aynen bu şekilde bu kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Birliğimize saçılan nifak tohumlarını temizlemek, bu ayrık otlarını ayıklamak ve hepimizin olan bu vatanı aydınlık yarınlara hep birlikte taşımak zorundayız ve taşıyacağız. Bundan da taviz söz konusu değil. Bölgemizdeki gelişmeler bu gerçeği bir kez daha önümüze koymuştur. Ayrışan değil, kucaklaşan Türkiye idealine doğru kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz"
ABD VE İSRAİL VURGUSU
SORU: PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile mücadele ne durumdadır? Bununla birlikte Amerika’nın bölgeden çekilmesine yönelik tartışmalar uzunca bir süredir devam ediyor. Eğer böyle bir şey olursa PKK Suriye’de himayesiz kalır ve tasfiye edilir, böyle bir değerlendirmeniz var mı?
"Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD/YPG özellikle terk edilmeye, yalnız bırakılmaya mahkumdur. Amerika bu terör örgütünü bir süre kucağında taşır, ama o süre dolunca da bunları kendi başına bırakmak zorunda. Suriye’deki istikrarsızlıktan faydalanan terör örgütünün, bazı Batılı ülkelerin himayelerine girmek için gösterdikleri gayret boşunadır. Bu ilanihaye devam etmez. Amerika’nın bölgeden çekileceği yönündeki tartışmalar, hatırlayın uzun zamandır sürüyor. Çekilmenin taktiksel olacağı, stratejik bir çekilme olmayacağı da tartışmaların uzamasıyla zaten ortaya çıktı. Amerika’nın bölgedeki terör örgütlerini kendi çıkarları ve İsrail’in güvenliği için kullandığı artık bilinen bir gerçek. Amerika bölgede İsrail’e her türlü araç, gereç, mühimmat tüm destekleri veriyor mu, veriyor. Para veriyor mu, veriyor. Bizim gözümüz de, kulağımız da topraklarımızın yanı başında yaşanan bütün gelişmelere açıktır ve bunlardan da taviz veremeyiz. Biz kendi topraklarımızın korumacısı, onların hamisi olacağız. Suriye’den veya farklı yerlerden bize herhangi bir sızma hareketi olabileceğini her an düşünmek durumundayız. Onun için de bütün güvenliğimizi ona göre almak durumundayız. Biz bölgedeki tüm terör örgütleriyle mücadelemizi kendi milli çıkarlarımız, sınırlarımızın güvenliği için sürdürüyoruz. Buna devam edeceğiz"
PUTİN'E SURİYE TEKLİFİ
SORU: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la görüşme, temas bir süredir konuşulan bir başlık. Acaba Sayın Putin'le bu görüşmeniz sonrasında yeni bir gelişme, yeni bir durum beklenebilir mi?
Biz, sürecin en başından bu yana hep Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından ve komşumuzda kalıcı, adil, kapsayıcı bir barış ve huzurun tesisinden yana olduğumuzu vurguluyoruz. Terör örgütleriyle ayrımsız mücadele anlayışımızda sınırlarımızı korumanın yanında bu tutumumuzun da payı vardır. Bölgemiz bir ateş çemberine dönmüş durumda ve her geçen gün maalesef bu çember daralıyor. Suriye yönetiminin Türkiye ile samimi ve gerçekçi bir normalleşmenin kendilerine sağlayacağı faydaları anlayarak adımlarını ona göre atması temel beklentimizdir. Umarım önümüzdeki dönemde bu konuda yapıcı bir adım görür ve Türkiye-Suriye normalleşmesini inşa ederiz. Çünkü o bölgedeki istikrarsızlık bir bataklığın sinekleri topladığı gibi terör örgütlerini, kirli emelleri olanları oraya biriktirdi. Onları dağıtmanın yegane yolu o bataklığı kurutup orayı gül bahçesine çevirmekten geçer. Rusya’nın Suriye yönetimi üzerindeki etkisi herkesin malumu. Sayın Putin ile tüm bu konuları, bizim durduğumuz noktayı, beklentimizi konuştuk. Sayın Putin'e, Beşar Esad'ın bizim çağrımıza vereceği cevabın temini noktasında bir adım atması çağrımız oldu. Sayın Putin, Esad'a bu adımı atması için herhangi bir çağrıda bulunur mu? Onu da zamana bırakıyoruz.