MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan süreç kapsamında İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapan DEM Parti heyeti Edirne F Tipi Cezaevi'nde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'yı ziyaret etti.

DEM Parti Milletvekili Pervin Buldan, TBMM Grup Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk'te oluşan heyet, bir araçla cezaevine girdi, girişte heyetten gazetecilere açıklama yapılmadı.

Yaklaşık 3 saat süren görüşmenin ardından Sırrı Süreyya Önder açıklamalarda bulundu: 

"Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı'nın selamları var. Sağlıkları gayet iyi. Sürece destekleri tam. Selahattin Demirtaş'ın sosyal medya hesabından da ayrıntılı bir açıklama yapılacak. Yarın da sayın Figen Yüksekdağ'ı ziyaret edeceğiz."

AHMET TÜRK: BİZİM ÇABAMIZ BARIŞ İÇİN
Dem Cezaevi
Ahmet Türk ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Bizim çabamız barış için. İnanıyorum ki Türk'ün Kürt'e Kürt'ün de Türk'e ihtiyacı var. Temennimiz Türkiye'nin Orta Doğu'da demokrasiyi inşa edeceği bir noktaya gelmesidir."

SELAHATTİN DEMİRTAŞ'TAN AÇIKLAMA

Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı heyetinin ziyareti sonrası açıklama yaptı. Demirtaş'ın açıklaması şu şekilde:

''Bu dönemin en hassas konusu kamuoyu desteğidir. Bu nedenle şeffaflık son derece önemli ve gereklidir. Heyetimizin, şeffaflığın gereği olarak Meclis’teki siyasi partileri bilgilendirmesi, önümüzdeki günlerde de sivil toplum örgütlerini, siyasi ve toplumsal çevreleri bilgilendirecek olması değerlidir. Ayrıca barış için atılacak her adımın öncelikli amacı toplumda ve kamuoyunda her türlü korku, tehdit, şantaj, aşağılama dilinden ve provokatif söylemlerden uzak durmalı, güven veren önerilerle barış için azami sorumluluk üstlenirken tüm toplumsal kesimlerin iyi niyetini kazandıracak bir güç ve vicdan temelli duruş oluşturmalıdır.

''BİZİM AÇIMIZDAN SORUMLULUKTUR''

Erdoğan: Yenildiklerini kabul edip onurluca çekilmeyi bilmiyorlar Erdoğan: Yenildiklerini kabul edip onurluca çekilmeyi bilmiyorlar

Her ne kadar sürecin bir aktörü olarak görünmesek de, süreci olumlu bir zemine taşımak bizim açımızdan hem bir hak hem de bir sorumluluktur. Bizim de parçası olduğumuz siyasi anlayış, bu süreci “Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik” sürecidir.

Bizler demokratik, barışçıl zeminde siyaset yapan aktörler olarak çatışmaların, şiddetin kalıcı şekilde son bulmasını arzuluyor, istiyor, destekliyoruz. Sayın Öcalan, koşullar oluştuğunda bu konuda bir inisiyatif alacaksa yanında olacağımızı belirtiyoruz. Olası bir çağrının tüm inisiyatifi elbette kendisinindir. Kendisinin de belirttiği gibi, böylesi bir çağrının hukuki, siyasi zeminini oluşturma sorumluluğu da iktidar ve parlamentodadır.

''HER TÜRLÜ DESTEĞİ SUNARIZ''

Bizler, barış girişimlerine bu aşamada her türlü desteği sunarız. Ancak çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Siyasetçiler olarak bizim rolümüz ve misyonumuz, barış zeminini güçlendirmek, taraflar barış için cesaretlendirmek, teşvik etmek ve barışı kolaylaştırmaktır. Fakat bundan da öte temel sorumluluğumuz; demokrasi, özgürlükler, eşitlik, adalet ve temel insan hakları için çalışmak, mücadele etmek, ülkemizi büyütmektir. Bu temel kazanımlar ve imkanların ışığında gerçek bir barış zemini de oluşacaktır. Bu hususun altını özellikle çizmek isterim.

''BU KEZ SONUÇ BARIŞTAN YANA OLUR''

Herkes şunu bilmeli ki, ortada bazı iyi niyetle ve büyük sorumlulukla yürütülen hazırlıklar var. Süreci ilerletme ve hepimizin barış içinde yaşamasını sağlama niyeti olan herkesin bu çalışmaları cesaretlendirmesi ve desteklemesi gerekiyor. Yıllardır denenmiş ve sonuçsuz kalmış yöntemlerin tekrarı artık kimseye bir fayda getirmez. Umuyorum ki bu kez sonuç barıştan yana olur.

Ancak siyasal barış, beraberinde toplumsal barış yani demokratikleşme, eşitlik, adalet ve özgürlükler mücadelesinin tüm kanallarını açacak şekilde yapılırsa kalıcı olur, herkesin ve ülkenin yararına olur. Bu şekilde, siyasal barışın toplumsal desteği de artar, halkın ekseriyetinin sahiplenmesiyle tüm provokasyonlar ve baltalama girişimleri de boşa çıkar.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, BAHÇELİ VE ÖZEL'E TEŞEKKÜR 

Yine bu kritik ve tarihi dönemde, Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Özgür Özel ve diğer tüm parti liderlerine, barış için aldıkları ve alacakları inisiyatifler nedeniyle teşekkürlerimi sunuyor, desteğimi iletiyorum. Her türlü kişisel, partisel çıkarın ötesinde, demokrasinin güçlenmesine dair atılacak her adımın tereddütsüz yanında olacağımı belirtiyorum.

Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum; Kürtlerin çoğunluğunun yönü de yüzü de Türkiye’ye dönüktür. Biz yıllardır bu gerçeğe yaslanıyor ve bu gerçek üzerinden hep birlikte kazanmaya çalışıyoruz. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de yönünü, yüzünü Kürt vatandaşlarına, Kürtlere ve bütün insanlığa açmasını sağlayacağımız günler yakındır.

Heyetimize tekrar teşekkürlerimi belirtirken birlikte, bir kez daha hepinize selam ve sevgilerimi iletiyorum.''

YÜKSEKDAĞ İLE GÖRÜŞÜLECEK
Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık Cumartesi günü İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüştü, ardından heyete Ahmet Türk'ün de eklendiği açıklandı. Öcalan görüşmesinin ardından 3'lü heyet TBMM'de siyasi partilerle görüşmeler yaptı. Öcalan ile ikinci bir görüşme öncesi Selahattin Demirtaş'ın da sürece ilişkin fikirlerinin alınacağını belirtilmişti.  

DEM Parti heyeti, yarın (12 Ocak) Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile bir görüşme gerçekleştirilecek. Bu ziyaretin de saat 13.00'te yapılması planlanıyor.