Anadolu'da yaygın olarak geliştirilen ahlat olarak bilinen "çördük" üzerinde çeşitli araştırmalar yapıldı. Doğada yetişen çördük sonbahar meyvesi olarak da anılıyor. Antimikrobiyal özellikleriyle sağlık açısından faydalı olup, fazla tüketildiğinde ise problemlere neden olabiliyor. Cumhuriyet Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ebru Yabaş ve ekibi tarafından yapılan çalışmalar, bu meyvenin hem meyve kısmının hem de çekirdeğinin sağlık açısından önemli etkenler barındırdığını tespit etti.
ÇÖRDÜK FAZLA YENİLDİĞİNDE ZARARLARI OLABİLİYOR
Doç. Dr. Yabaş, özellikle meyve ve çekirdek kısımlarının sulu ekstrelerinin saflaştırıldığında antimikrobiyal aktivitelerinin incelendiğini ve bu çalışmalarda önemli sonuçlar elde ettiklerini söyledi. Yabaş, ''Bu meyvenin belli miktarlarda tüketilmesini öneriyoruz. Çünkü içerdiği etken maddeler nedeniyle de bunların zararlı etkileri de ortaya çıkabilir. O yüzden de biz hızlı bir şekilde bunların doz çalışmalarına öncelik verdik.'' dedi.
ŞİFA DEPOSU
Doç.Dr. Ebru Yabaş, çördük meyvesinin şifa deposu olduğunu ifade ederek, ''Özellikle son yıllarda ekibimizle birlikte Sivas'ta yetişen türler ve endemik bitkiler üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu çalışmada özellikle Sivas'ta halk arasında çördük armudu veya ahlat meyvesi olarak da bilinen ve Sivas ikliminde yetişmeye uygun ve doğada kendiliğinden yetişen bir meyve türüdür.'' ifadelerini kullandı.
Çalışmalarda meyvenin çekirdek kısmının sulu ekstratları üzerinde inceleme yaptıklarını belirten Ebru Yabaş, ''Bu geçen etken maddelerin belirlenmesi, saflaştırılması ve karakterizasyonunu yaptık. Bunların üzerine antimikrobiyal aktivite İnceledik. Daha sonrasında gözlemledik ki meyve kısmında bu çözeltilerin bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu aktiviteleri vardır. Bunların özellikle belli dozlarda tüketildiğinde çok aktif özellik gösterdiğini gözlemledik. Yine çekirdek kısmını da sulu çözeltisine baktığımızda onunda enteresan bir şekilde bu bulaşıcı hastalıkların yan etkisine karşı yine iyileştirici etkisinin olduğunu gözlemledik. Bu haliyle biz bu meyveye aslında şifa deposu bir meyve diyebiliriz." dedi.
"ÖLÇÜLÜ TÜKETİLMELİ"
Yabaş, şifa deposu olan bu meyvenin ölçülü tüketilmesi gerektiğini belirtip, "Burada önemli olan doz miktarının ayarlanmasıdır. Çünkü içerdiği etken maddeleri bağlı olarak bu meyvenin belli miktarlarda ve belli dozlarda tüketildiği zaman aktif rol oynayacağını söyleyebiliriz. Bu kapsamda baktığımızda aslında hedefimiz bu meyveden elde ettiğimiz sulu fazının hem beslenme hem de takviye edici gıda olarak bir ürünün geliştirilmesiyle aslında iyileştirici etkisinin ortaya çıkmasını hedefliyoruz. Bu meyvenin belli miktarlarda tüketilmesini öneriyoruz. Çünkü içerdiği etken maddeler nedeniyle de bunların zararlı etkileri de ortaya çıkabilir. O yüzden de biz hızlı bir şekilde bunların doz çalışmalarına öncelik verdik. Bu meyvenin çekirdeğinin su fazına geçen etken maddelerinin bulaşıcı hastalıkların yan etkileri ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler içerisinde özellikle ishal bulunabilir. Bunu da iyileştirici etkisinin olduğunu gözlemledik” şeklinde konuştu.