GÜNDEM

Dünyada 7 tane var, biri Kastamonu'da! Türk profesör, "denizlerin dinozoru"nu anlattı

Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde, Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cemal Tunoğlu tarafından yaklaşık 65-70 milyon yıl önce yaşamış dev deniz sürüngeni Mosasaurus hoffmanni'ye ait nadir bir fosil keşfedildi. Fosil, çene kemiği ve sivri dişlerden oluşuyor ve Türkiye'de ve Asya'da ilk kez bulunmuş olmasıyla dikkat çekiyor. Dünya genelinde sadece 7 bölgede tespit edilen bu fosil, bilim dünyasında "denizlerin dinozoru" olarak adlandırılıyor.

Abone Ol

Kastamonu​'nun Devrekani ilçesi, bilim dünyasının ilgisini çeken bir keşfe ev sahipliği yapıyor. Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Tunoğlu, 1999 yılında yaptığı bir arazi çalışmasında, bölgenin sırlarını açığa çıkaran sıra dışı bir fosil buldu. Tunoğlu'nun memleketinde keşfettiği bu fosil, bilim dünyasında "denizlerin dinozoru" ya da "dinozorların deniz kuzeni" olarak adlandırılan Mosasaurus hofmanni'ye ait.

FOSİL KALINTILARI, ÇENE VE SİVRİ DİŞLERDEN OLUŞUYOR

Bu özel fosil, dünya genelinde sadece 7 farklı bölgede tespit edilebilmiş nadir örneklerden biri olarak biliniyor. Prof. Dr. Tunoğlu, fosilin Kastamonu'daki Beyler Barajı'nın üst savak noktasında bulunduğunu ve yaklaşık 65-70 milyon yıl önce yaşamış dev bir deniz sürüngenine ait olduğunu belirledi. Fosil kalıntılarının, çene ve 5-7 cm uzunluğunda sivri ve konik dişlerden oluştuğu öğrenildi.

Dünya genelinde 7 örnekten bir tanesi olarak dikkat çeken fosil kalıntısının başka bir örneğine Türkiye​'de o tarihten sonra rastlanmadı. Şu anda Hacettepe Üniversitesi'nde sergilenen fosili doktora çalışmasının ardından 1999'da keşfettiğini belirten Prof. Dr. Tunoğlu, doktora çalışmasını Kastamonu'nun Ağlı, Seydiler ve Devrekani ilçelerinin çevresinde yaptığını söyledi.

RASTGELE KEŞFETTİ

Beyler Barajı çevresinde dolaşırken üst savak bölgesinde iri kayaların şekillerinden yola çıkarak burada çalışma yaptığını anlatan Tunoğlu, kayanın sağında solunda kemik dokusuna benzer birtakım çıkıntılar görmesi üzerine çekiciyle kırmaya başladığını ve kaya üzerinde içinde saklı olan çene ve dişler nedeniyle, uzun bir çatlak oluştuğunu ve ikiye ayrıldığını bildirdi.

Ardından 50-60 santimetre uzunluğunda bir çene kemiği ve ona bağlı 5-7 santimetre uzunluğunda kesici, konik, sivri dişlerle karşılaştığı bilgisini paylaşan Tunoğlu, bu kalıntıların sağ ve sol üst çeneye ait 2 önemli parçadan oluştuğunu sözlerine ekledi. Bu kayaların daha önce başka makro ve mikro fosil grupların verdiği yaş ile 65 milyon yıl öncesine ait geç Kretase dönemi kayaçları olduğunu bildiğine dikkati çeken Tunoğlu, böyle bir fosilin varlığının kendisini heyecanlandırdığını vurguladı.

TÜRKİYE VE ASYA'DA İLK KEŞİF

Tunoğlu, fosil üzerine çalışmalar yapmaya başladığını ve bu kapsamda Paris Tabiat Tarihi Müzesi'nde Dr. Nathalie Bardet isimli bir uzmanla temasa geçip Türkiye'ye davet ettiğini ve Bardet'in geldiğini söyledi. Daha sonra uzmanı, fosili bulduğu yere götürdüğünü ifade eden Tunoğlu, şunları ekledi:

"Dişler ve çene kemikleri üzerinde Hacettepe Üniversitesi Paleontoloji laboratuvarında yaptığı çalışmalarıyla söz konusu fosil parçaların Mosasaurus hoffmanni olduğunu ve Türkiye'de ve Asya'da ilk keşif olduğunu söyledi. Bu fosil hala günümüzde devasa Asya kıtasında bile şimdiye kadar bulunmuş değil."

Tunoğlu, daha sonra kemikler üzerinde Güney Afrikalı Prof. Dr. Anusuya Chinsamy Turan ile çalıştıklarını dile getirerek, fosilin yaşının radiometrik yaş analizleri ile 65 milyon olduğunu tespit ettiklerini ve bu fosilin dünyada sadece 7 lokalitede bilindiğini; ABD, Hollanda, Belçika, Polonya, Bulgaristan, Türkiye ve son olarak da İtalya'da bulunduğunu açıkladı.

Türk Mosasaurus hoffmanni'nin, bu altı lokasyonun en genci olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tunoğlu, "O dönem okyanuslarının en iri canlısı. 15-17 metre uzunluğunda, sadece kafatası 1,5 metre uzunluğunda. Buradaki kayalar 65 milyon yıl öncesine ait. Etimolojik olarak Meuse canavarı denmektedir. Şimdiye kadar güney yarımkürede fosiline rastlanmamıştır, Mosasauruslar geç Kretase'de ortaya çıkmış ve sonunda yok olmuştur. 65 milyon yıl önce Anadolu'nun neredeyse tamamı denizel, okyanusal etki altındaydı." diye konuştu.

Fosilin dinozorlarla bağı hakkında da bilgi veren Tunoğlu, "Bu canlıya 'denizlerin dinozoru' ifadesini ben demiyorum. Bunu dinozorlarla ilişkili, onlarla çalışan uzmanlar söylüyor. Sistematik ve biyolojik olarak dinozorlara yakın bir konumda yer alıyor olması ve dinozorların çok popüler olması nedeniyle de 'dinozorların kuzeni', 'denizlerin dinozoru' ismiyle nitelendiriliyor." ifadelerini kullandı.