Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı özel bir televizyon programında dış politikaya yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Trump'ın yeniden başkan seçilmesinin ardından ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin nasıl seyredeceğini değerlendiren Bakan Fidan'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
TRUMP İSRAİL'DEN YANA MI OLACAK?
Cumhurbaşkanımızın, Trump ile iyi ilişkileri var. ABD'ye yüklememiz gereken konular bulunmakta. Trump'ın kabinesine ilişkin ileri düzeyde sözler söylemek istemiyorum biraz daha bekleyip göreceğiz. İsrail yanlısı bir durum var, bu sürpriz değil.
ABD politikasında ağırlıklı olarak İsrail destekçiliği var. ABD'nin iç politikasında İsrail'e destek vermek şart hale gelmiş durumda. Demokratların iktidar olduğu dönemde biz açıktan soykırımın işlendiğine şahit olduk.
"TRUMP SÖZÜNÜN ARKASINDA DURMALI"
Biz Cumhuriyetçilerin iktidarın da olumsuz gelişmelerin yaşanacağını varsayıyoruz. Savaş meselesini sadece Ukrayna'da aklını getirip Filistin meselesinde unutursa ciddi zararları olur.
Trump sözünün arkasında durmalı. ABD'le problemimiz bir PKK konusu ikincisi ise FETÖ'nün karargahına ev sahipliği yapması. Bizim için direkt tehdit ortadan kalkana kadar biz mücadele etmeye devam edeceğiz.
ERDOĞAN, ESAD İLE GÖRÜŞECEK Mİ?
Burada Cumhurbaşkanımız kamuya açık bir şekilde (Suriye rejim lideri Beşar Esad ile görüşmek için) irade beyanını en üst düzeyde yaptı. Demokratik bir ülkenin böyle liderinin türden bir açıklama yapması çok kıymetlidir. Bir de aslında bu biraz da oyun değiştirici de bir hamle oldu. Beklenmedik bir anda Cumhurbaşkanımız şunu söyledi, Ya ben adamlarıma izin verdim, yıllardır sizinkilerle görüşüyorlar.
İşte İranlı'yla görüştürüyorsunuz, Rus'la görüşüyoruz, istihbaratçı görüşüyor, asker görüşüyor, diplomat görüşüyor, o yapıyor, bu yapıyor. Bu süreçleri değer verir profesyonel süreçlere ama sonuçta ne çıkıyor ortaya? Bir konu bir türlü çıkmıyor. O zaman oturalım, irade sahipleri kimse. Biz çözelim.
"ESAD'IN TERCİH YAPMASI GEREKİYOR"
Şimdi kendisi, malumunuz, Astana sürecine Putin'le beraber öncülük etti. İran, Türkiye, Rusya, üç lider oturdu. Bir süreç başlattı. Biz de yıllarca bunun altını doldurmaya çalıştık. Geldiğimiz noktada Suriye'de iç savaş dondu. Daha fazla insan yüksek miktarlarda ölmüyor. Daha fazla yerinden edilme hukuku bulunuyor. Trajedi bir miktar azaldı. Şimdi ama daha ileri bir çözümün mümkün olması için gerekli adımların atılmadığını görüyoruz.
Burada esas itibariyle şöyle bir husus var. Bunu ben Arap ligine Suriye'yi tekrar geri almada etkin rol oynayan Arap kardeşlerimizle de konuşuyorum. Suriye rejiminin yurt dışındaki 10 milyon civarındaki Suriyeliyi tekrar Suriye'ye getirmek konusunda bir tercih yapması gerekiyor artık."