ABD'deki Binghamton Üniversitesi'ndeki bir araştırma ekibi, bakteri gücüyle çalışan biyopiller (yutulabilir vb.) üzerine yaptıkları çalışmalarını, karbondioksitle beslenebilen, oksijen salan ve hatta cüzi miktarda elektrik üretebilen yeni bir yapay bitki fikrine dönüştürdü.
Interesting Engineering sitesinin haberine göre, profesör Seokheun Choi ve doktora öğrencisi Maryam Rezaie, beş biyolojik güneş hücresi ve fotosentetik bakterileri kullanarak, "eğlence amacıyla" yapay bir yaprak tasarladı ve ardından bu konsepti daha geniş bir yelpazede nasıl kullanabileceklerini düşündü.
Ekip, ilk bitkiyi beş yaprakla geliştirdi ve ardından karbondioksit yakalama oranlarını ve oksijen üretim kapasitesini test etti. Bitkinin mevcut güç üretimi yaklaşık 140 mikrowatt olsa da, Choi bu teknolojiyi geliştirip minimum bir milivatın üzerinde çıktı elde etmeyi hedeflediklerini belirtti.
Yapay bitkinin üretmiş olduğu elektriği, cep telefonunu şarj etmek gibi farklı kullanım alanlarına yaymak istediğini ifade eden Choi, bu yapay bitkilerin gelecekte her evin bir parçası olabileceğini ve bu fikrin oldukça faydalı olduğunu sözlerine ekledi.
Binghamton Üniversitesi'nden yapılan açıklamalara göre, uzun vadeli yaşam gücünü sağlamak için birden fazla bakteri türü kullanmak ve su ve besin maddesi temini gibi bakım gereksinimlerini en aza indirmek gibi diğer geliştirmeler de yapılabilir.
Çalışmada, kapalı alanlardaki karbondioksit (CO2) seviyelerinin genellikle dışarıdakinden çok daha yüksek olduğunu ve bu durumun özellikle insanların zamanlarının yüzde 80'inden fazlasını kapalı alanlarda geçirdiği kentsel alanlarda artan bir sağlık sorunu olduğu vurgulanıyor.
Araştırmacılar, siyanobakteriyel yapay bitkilerin CO2'yi oksijen (O2) ve biyoelektriğe dönüştürürken iç mekanda karbon yakalamayı geliştirdiğini iddia etti.
Yapay bitkiler, fotosentezi yönlendirmek için iç mekan ışığını kullanarak iç mekan CO2 seviyelerinde 5000 ppm'den 500 ppm'e yüzde 90'lık bir azalma sağlayarak doğal bitkilerde görülen yüzde 10'luk azalmanın çok ötesine geçti. Hava kalitesini iyileştirmenin yanı sıra, sistem O2 ve taşınabilir elektronik cihazlara güç sağlamak için yeterli biyoelektrik üretiyor.
Her bir yapay yaprak fotosentez sırasında elektrik üretiyor, su ve besinler doğal bitki sistemlerini taklit ederek terleme ve kılcal hareket yoluyla sağlanıyor.
Sistem 2,7V'luk bir açık devre voltajı ve 140 µW maksimum güç çıkışı üretiyor. Çalışmaya göre, bu merkezi olmayan yaklaşım, artan küresel CO2 seviyelerinin ortasında iyileştirilmiş hava kalitesi ve yenilenebilir elektrik sağlayarak iç mekan çevre sorunlarına sürdürülebilir, enerji açısından verimli bir çözüm sunuyor.
Özellikle COVID-19'dan sonra iç mekan hava kalitesinin öneminin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Choi, "Birçok kaynak, yapı malzemeleri ve halılar gibi çok zehirli maddeler üretebilir. Nefes alıp veriyoruz ve bu durum karbondioksit seviyelerini artırıyor. Ayrıca yemek pişirme ve dışarıdan gelen sızmalar da risk oluşturuyor" diye konuştu.