Galatasaray Kulübü bünyesindeki GSTV'de yıllarca spiker olarak görev yapan Ebru Gürsoy'un kulüpteki karaborsa bilet iddiaları üzerine kulüp başkanı Dursun Özbek'in Cumhuriyet Başsavcılığına başvurusu ile başlayan, daha sonra savcılık tarafından takipsizlik kararı verilen soruşturmadaki tanık ifadesi ortaya çıkmıştı.
EBRU GÜRSOY SOSYAL MEDYADAN AÇIKLAMA YAPTI
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç'un geçtiğimiz günlerde "Karaborsa soruşturmasında ifade veren bir hanımefendi var. O hanımefendinin ifadesini kimse görmedi mi?" diyerek işaret ettiği Galatasaray Kulübü'nün de tanık ifadesinin ortaya çıkmasının ardından "Bahse konu beyan, 2023 yılında işten çıkarılan eski bir GSTV spikerine ait olup, nasıl bir motivasyonla yetkili makamlar nezdinde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu tahmin ettiğimiz bu şahıs hakkında hukuki süreç sonuna kadar titizlikle takip edilecektir" ifadelerini kullandığı Ebru Gürsoy sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
VATANDAŞLIK GÖREVİ OLARAK BUNU YAPMAKLA YÜKÜMLÜYDÜM"
Ebru Gürsoy açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Özellikle şu hususun bilinmesini isterim ki; söz konusu ifade, konuya ilişkin bilgi sahibi olduğumu söylenerek tanık olarak dinlenmemin tavsiye edilmesi üzerine verilen, çoğu bölümde soru sorulması ve cevap verilmesi şeklinde ilerleyen, son şekli düz yazıya çevrilmiş olan onlarca ifadeden biridir. Ekim ayı tarihlidir. Yani savcılık tanık olarak bilgime ve başvurmak istemiştir, ben de vatandaşlık görevi olarak bunu yapmakla yükümlüydüm.
Sadece benim ifademin dosyadan cımbızlanarak ifşa edilmesi ve günlerdir gündemde tutulması sanırım “çırak çıkarılmaya aday” “günah keçisi ilan edilmeye en uygun” “ekran yüzü” “kadın spiker” bir “eski çalışan” olmamdan kaynaklıdır. Gazetecilik eğitimin ve kimliğim olmasına rağmen gazeteciliğimin es geçilerek bir “personel” sıfatına indirgenmesi olayın pek de üzerinde durulmayan ve kimsenin işine gelmeyen bir başka boyutudur.
"HİÇ KİMSENİN, HİÇBİR KURUMUN MAŞASI OLMADIĞIMIN BİLİNMESİ ŞARTTIR"
Bana dahi verilmemiş ve gizlilik esasına dayalı olan bu ifade tutanağının malum kulübün başkanının açıklamalarından bir gün sonra hukuksuzca malum kulüp tarafından basına servis edilmesi, bunun sosyal medyada sınırsızca ve arsızca paylaşılması KVKK nezdinde bir suçtur ve bu suça dahil olanlar yargıya hesap vereceklerdir.
Günlerdir süregelen bu kaosun en üzücü yanı doğal olarak Galatasaray taraftarının beni “içimizdeki hain” düşman ve nankör ilan etmesi olmuştur. Yıllardır çirkinliklerine karşı savaştığımız suyun öte tarafının müptezelleri ise bunu fırsat bilip hak devşirerek bana sahte destekler, tebrikler açıklamıştır.
Hiç kimsenin kayığında, yalısında, kanalında korumasında olmadığımın, hiçbir kurumun maşası ya da kullanışlı aparatı olmadığımın bilinmesi şarttır.
"HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIM"
Evet, zaman her şeyin ilacıdır ancak yapılan infaz ve linçin, edilen küfürlerin ve tehditlerin, ailemi ve beni çok fazla yıprattığı da bir gerçektir. Bu süreçte verilen mahkeme kararının takipsizlik oluşu sebebiyle üstüne bir yorum yapmak hukuken sakıncalıdır. Hukuki takip devam etmektedir yargı kendi içinde bir karar verecektir. Aslolan olan kişiler değil Galatasaray'dır. Gün değişir hakikat değişmez. Malum camia hakkında önceki düşüncelerin ve hissiyatım ise zerre kadar değişmemiştir. Herhangi bir şer odağının, menfaat yuvasının, hükümsüzlüğün ve hukuksuzluğun aleti olmam söz konusu değildir. Sosyal medyada, yazılı ya da sözlü olarak şahsıma ve aileme hakaret ve tehdit eden kişilere başta savcılık şikayeti ve tazminat davası olmak üzere bütün hukuki yollara başvuracağım bilinmelidir.
Bu suni gündem meşguliyetine bir son verilmesini umarak bu vesile ile Galatasaray'ımıza bu akşamki Başakşehir maçında, ligin kalanındaki mücadelesinde ve Avrupa'da en derin duygularımla başarılar dilerim.
Olayları zamanın tedavi edici etkisine bırakıyor, kalbi desteklerini aktaran gerçek dostlarım ve ailem; sizleri ise sevgiyle selamlıyorum."