MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sürpriz çıkışıyla başlayan ve son iki haftada giderek hızlanan çözüm süreci trafiği kaldığı yerden devam ediyor. 28 Aralık'ta özel izin alarak İmralı'da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyeti, teröristbaşının Türk-Kürt kardeşliğine vurgu yapıp gereken sorumluluğu almaya hazır olduğunu aktarmıştı. Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ten oluşan İmralı heyeti, Meclis'te temsil edilen siyasi partilere ziyaret turunu 2 Ocak'ta başlattı.
İlk olarak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen DEM Parti'nin İmralı heyeti, aynı gün MHP lideri Bahçeli ile bir araya geldi. Bu hafta da mesaisini sürdüren İmralı heyeti, dün de sırasıyla Gelecek Partisi, AK Parti ve Saadet Partisi heyetleriyle görüştü.
İMRALI HEYETİNDEN 3 KRİTİK GÖRÜŞME DAHA
İmralı heyetinin ziyaret turu bugün de 3 kritik görüşmeyle devam ediyor. Saat 10.30'da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyaret eden DEM Parti'liler, saat 13.00'te DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, saat 15.30'da ise Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile bir araya gelecek.
İLK ZİYARET CHP'YE
Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ten oluşan İmralı heyeti, TBMM'de CHP grubunu ziyaret etti.
İmralı heyetini CHP lideri Özgür Özel, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke karşıladı.
Görüşme sonrası iki parti heyeti kameraların karşısına geçti. İlk açıklamayı CHP lideri Özgür Özel yaptı. Sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini belirten Özel şu ifadeleri kullandı:
ÖZGÜR ÖZEL'DEN KOMİSYON ÖNERİSİ
"Değerli heyetimizi misafir ettik. Kendilerini dinledik, içinde bulunduğumuz sürece ilişkin ilk baştan beri Türkiye'nin 50 yıldır süren sorununu ortadan kaldırmak, annelerin gözünün yaşını dindirmek, yeni şehitlerimizle sarsılmamak, daha fazla kayıp vermemek adına atılacak her adıma CHP olarak katkı sağlayacağımızı ifade etmiştik. Bu görüşlerimizi değerli heyetimizle paylaştık. Bugüne kadarki ve bundan sonraki beklentileri, endişelerimizi, olumlu olumsuz yönleri, eleştirilerimizi büyük bir açıklıkla dile getirdik. Bundan sonra da CHP olarak önerilerimizi, tavrımızı ifade ettik. Bizim tarihsel tutarlılığımız böyle bir sürecin Meclis odaklı, Meclis'in öncülüğünde, önderliğinde ve denetiminde ilerlemesi gerektiğidir. Bu konuda herhangi farklı bir düşüncemiz yok. Bundan sonra atılacak tüm adımlar için Meclis'te tüm siyasi partilerin içinde olduğu güçlü bir komisyon çalışmasına ihtiyaç olduğunu ifade ettik. Toplumsal mutabakatın önemli olduğunu, toplumun en hassas duygularının gözardı edilmeden adımlar atılması gerektiğini ifade ettik. Tüm toplumun kendini dışlanmamış hissettiği, içinde olduğu bir süreci kastediyoruz.
Ve özellikle şehit aileleri ve gazilerin de bu süreçte dışlanmadan, rencide edilmeden, korkuları ve endişeleri göz önüne alınarak, onların da sözlerini söyleyebileceği mekanizmaların oluşturulmasına yönelik önerimizi ilettik. Bundan sonra Türkiye'nin barışına yönelik atılacak adımlarda hiçbir siyasi çıkar, pazarlık, beklenti olmaksızın hep birlikte Türkiye olarak vatandaşların gelecek umutlarını yükseltmek, akan gözyaşını ve kanı durdurmak noktasında ifade edilen iradeyi önemsiyoruz. Buradan sonra atılacak tüm adımların demokratik, yasal adımlar olması gerektiğini, şeffaf yürütülmesi gerektiğini önemsiyoruz. Ayrıca toplumun 'Acaba siyasi çıkar ilişkileri mi var, bu iş anayasa değişikliğinin ilk adımları mıdır?' gibi bir noktada da, bu ihtimali tamamen dışlayan bir sürecin içinde olma konusundaki mutabakatımızı memnuniyetle gördük. Önemli olan kanı, gözyaşını, Türkiye'nin bir bütün olarak kaybetmesini engelleyip yarınlara umutla bakabilmek."
ÖNDER: ELEŞTİRİLER BİZİM İÇİN ÖNEMLİ
Sırrı Süreyya Önder ise "Bu nazik kabullerinden ötürü kendilerine teşekkür ediyoruz. Çok kapsamlı bir görüşme imkanı bulduk. Sayın başkanın da aktardığı gibi önerileri, katkıları ve endişelerini dinledik. Hepsi birbirinden kıymetliydi. Özellikle endişe ve itirazlar bizim açımızdan verilen destekten daha anlamlı. Çünkü bu dar bir kesimin siyasi manevrası değil, toplumun geleceğini ilgilendiren bir şey olduğu için hepsini dikkate almak, hepsi için çare ve çözümler bulmak zorundayız. Evlatlarımıza, torunlarımıza barış içinde bir ülke borcumuz var. Bu borçtan kaçamayız. Bu sorumlulukla yaklaşıyoruz. Bunu da hep birlikte toplum olarak sağlayacağımıza olan güvencimizle hepinizi selamlıyoruz."
