Ülkemizde ilk vakanın 2010 yılında çıkmasından sonra uzun süredir vaka belirtilmeyen hastalık yeniden bulaşıcılığını gösterdi. İstanbul ve Bursa'da hastanelere giden kişilerde 'Batı Nil Virüsü' olduğu ortaya çıktı. Sivrisinek ısırığı ile vücuda giren bulaşıcı hastalık, baş ağrısı ile başlayıp yüksek ateşle devam ediyor. Virüsün en üst seviyesi ise felç olarak biliniyor.

İstanbul ve Bursa’da Batı Nil Virüsü alarmı! Maymun çiçeğinden daha tehlikeli - 1. Resim

"MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNDEN DAHA TEHLİKELİ"

İstanbul ve Bursa'da ortaya çıkan Batı Nil Virüsü'nün sonuçları, Maymun Çiçeği virüsünden daha tehlikeli olduğu biliniyor. Sivrisinekler; ihtiyacı olan kanı insanlardan elde ediyor. İnsanlardan kan alırken bulaşan virüs, baş ağrısı, boynu dik tutamama, titreme, ateşlenme gibi semptomlarla başlıyor. Tehlikeli virüs insandan insana bulaşıcılık göstermiyor ancak; doğum ve emzirme ile anneden bebeğe geçebilir.

İstanbul ve Bursa’da Batı Nil Virüsü alarmı! Maymun çiçeğinden daha tehlikeli - 2. Resim


BATI NİL VİRÜSÜ'NÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kişinin hastalık taşıyan sivrisinek tarafından ısırılmasının ardından virüsün ilk belirtilerini göstermesi yaklaşık olarak 2 ila 15 gün sürer. Enfeksiyon, kuluçka süresinin ardından farklı klinik bulgulara sebep olur. Bazı vakalar hiçbir belirti göstermezken bazıları yatarak tedavi gerektirecek ve hatta ölüme yol açacak kadar ciddi seyirli olabilir. Batı Nil Virüsü'ne bağlı olarak gelişen hastalıkta çoğu zaman ilk görülen belirti baş ağrısıdır. Çoğunlukla grip benzeri semptomlarla ortaya çıkan Batı Nil Virüsü belirtileri arasında baş ve sırt ağrısı, ani yüksek ateş, hâlsizlik, mide bulantısı, kusma, ishal, kaslarda güçsüzlük, deride kızarıklık ve lenfadenopati olarak bilinen lenf bezlerinin aşırı şekilde şişmesi gibi semptomlar yer alır. İleri vakalarda ise semptomlar arasında, santral sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak uyuşukluk, boynu dik tutamama, zihin bulanıklığı, kas seyirmesi ve dışarıdan görülecek şekilde titreme, koma, konvülsiyon olarak bilinen geçici nörolojik işlev bozuklukları, menenjit, ensefalit, ataksi ve felç de görülebilir.

İstanbul ve Bursa’da Batı Nil Virüsü alarmı! Maymun çiçeğinden daha tehlikeli - 3. Resim

Özellikle 0-18 yaş arası çocukların cilt yüzeylerinde benekli kabartı ve döküntüler de sıklıkla görülmektedir. Ciddi enfeksiyonlar miyokardit olarak bilinen kalp kasının iltihaplanması, pankreatit yani pankreasın iltihaplanması ve hepatit ile sonuçlanabilir. Yapılan çalışmalar ışığında, Batı Nil Virüsü ile enfekte olan kişilerde hastalığın %80 oranında belirti göstermediği söylenebilir. Hastalığın varlığına dair belirti gösteren %20'lik dilimde yer alan semptomatik vakaların %90'ında ise Batı Nil Ateşi olarak bilinen yüksek ateş görülür. Sinir sistemi tutulumu ise toplam semptomatik vakaların %10'unda görülür.

İstanbul ve Bursa’da Batı Nil Virüsü alarmı! Maymun çiçeğinden daha tehlikeli - 4. Resim

Batı Nil Virüsü'ne bağlı olarak görülen sinir sistemi tutulumu sonucunda Batı Nil Nöro İnvaziv Hastalık (BNNI) olarak tanımlanan hastalık gelişir. BNNI'nın yaklaşık %65'i ensefalit, %30'u menenjit ve geriye kalan %5'lik kesim ise akut flask paralizi olarak tanımlanan felç türü ile seyreder. Tüm Batı Nil Virüsü vakalarının %1'i menenjit, ensefalit ve felç gibi ile sonuçlanır. Ensefalit ile sonuçlanan vakaların ise yaklaşık %20'si ölümle sonuçlanırken bu oran felç vakalarında %10 ile %50 arasında yer alır. Ensefalite bağlı olarak hastalarda uykusuzluk, kas zayıflığı, bilinç bulanıklığı, depresyon, baş ağrısı şikayetleri uzun süre devam eder. Bazı hastalarda kalıcı bilişsel ve nörolojik hasarlar olabilir.


İstanbul ve Bursa’da Batı Nil Virüsü alarmı! Maymun çiçeğinden daha tehlikeli - 5. Resim

BATI NİL VİRÜSÜ'NDEN NASIL KORUNULUR?

Batı Nil Virüsü'nün sebep olduğu enfeksiyonun bulaşma şekli sivrisinek ısırığı olduğundan, ısırıkları engellemek ve ilaçlama son derece önemlidir. Yurt dışı seyahatleri öncesi, hastalık salgınlarını kontrol etmek, gerekli ise böcek kovucu ilaçlar kullanmak, sivrisinek ısırıklarını engelleyeceğinden etkili bir yöntemdir. Sivrisineklerin geceleri beslendiğini göz önünde bulundurularak, riskli bölgelerde uzun kollu kıyafetler giymek, kapı ve pencereleri açmak yerine klima kullanmak ve sulak alanlardan uzak durmak da olası sivrisinek ısırıklarını engellemek için etkin yöntemlerdir. Ayrıca riskli bölgelere yapılan seyahatler sonrasında kendinizi hâlsiz, yorgun ve hasta hissediyorsanız, sağlık kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.