Dervişoğlu, konfederasyonun genel merkezindeki ziyarette yaptığı konuşmada, 10 Aralık itibariyle Asgari Ücret Belirleme Komisyonu'nun çalışmaya başlayacağını anımsattı.
Parti olarak asgari ücrete ilişkin bütün parametreleri esas alarak bir ücret belirlediklerini ifade eden Dervişoğlu, "Bu rakam işçinin hayatını idame ettirebilmesini temin bakımından en az 28 bin lira olması icap eden bir rakam. Bunu gittiğimiz her yerde paylaşıyoruz. Bunun daha altında bir ücret belirlenmesi hali önümüzdeki dönem için çalışanlarımızı fevkalade zor bir durumla karşı karşıya bırakacak." dedi.
Ziyaretleri, asgari ücrete ilişkin görüşmeler başlamadan konfederasyonların görüşlerini almayı ve görüş alış verişinde bulunmak için yaptığını belirten Dervişoğlu, "İşçinin mağdur edilmesini engelleyebilecek adımların atılması, gerekli tedbirlerin alınması, işçiye hak ettiği ücretin verilmesi ve onun insanca yaşamını sürdürebilmesini temin edilmesi bizim açımızdan çok önemli." diye konuştu.
Asgari ücretin bir başlangıç ücreti olarak düşünüldüğünü ama şu anda toplumun hemen hemen bütün kesimlerini ilgilendiren bir durum haline geldiğine işaret eden Dervişoğlu, şöyle konuştu:
"İlgili sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların hangisi olursa olsun yani dünyaya bakışı ideolojisi ne olursa olsun bunların bütün görüşlerini TBMM kürsüsünden hak esası uygun olarak ele alınmak suretiyle dile getireceğiz. Bu konuda da sayın Başkan'a ben huzurunuzda bir taahhütte bulunmuş olayım. Ayın 10'un da komisyon toplanacak. 9'unda da TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerine başlanacak. Bütçenin görüşüldüğü gün de bugün burada edindiğimiz bilgileri yine milletin kürsüsünden paylaşacağız."
"Komisyonun yapısını ortak bir platforma dönüştürmemiz gerekiyor"
Mahmut Arslan ise asgari ücret başta olmak üzere tüm çalışma hayatının çok sayıda sorunları bulunduğuna dikkati çekerek, bunların çözümü konusunda TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in zaman zaman ortak çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi. Arslan, asgari ücretle ilgili bugün 3 konfederasyonun yine ortak bir deklarasyon hazırlayıp, kamuoyuyla paylaşacağını belirtti.
Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısında ciddi sorunlar bulunduğunu vurgulayarak, "Komisyonun yapısının daha katılımcı daha çoğulcu ve bütün kesimleri içinde barındırabilecek ortak bir platforma dönüştürmemiz gerekiyor. Bu Asgari Ücret Komisyonu'nun da çalışanları mutlu edecek, gerçek rakamlarla çalışanların taleplerinin karşılanacağı bir yapı söz konusu değil." dedi.
Mahmut Arslan, komisyonun yeniden masaya yatırılması gerektiğinin altını çizdi.
Arslan, Türkiye'de 16 milyondan fazla sigortalı işçi bulunduğuna bunların sadece 2.5 milyonunun sendikalara üye olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Son yıllarda Türkiye'de bir asgari ücreti belirlemiyoruz. Biz ortalama ücreti belirliyoruz. Çalışanlarımızın, işçilerin TÜİK rakamlarına baktığınız zaman yüzde 50'den fazlası asgari ücretle çalışıyor. Biz aslında bir asgari ücreti belirlemiyoruz. Türkiye'nin en büyük toplu iş sözleşmesini yapıyoruz. Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısından çalışanları mutlu edecek, gerçek rakamlarla çalışanların taleplerinin karşılanacağı bir yapı söz konusu değil. Onun için komisyonu yeniden masaya yatırmamız gerekiyor."
Asgari ücretin belirlenme şekline de itirazları bulunduğunu belirten Arslan, "4 kişilik bir ailenin esas alınması gerektiği konusunun altını çiziyoruz." diye konuştu.
Arslan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelir dağılımındaki adaletsizliği, refahın adil paylaşımını, vergi sistemindeki çarpıklıkların giderilmesini ve asgari ücretin bu doğrultuda, bunlar esas alınarak tartışılması gerektiğinin altını çiziyoruz.
Sistem böyle devam ederse önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bütün işçilerin maaşı asgari ücret olacak. Evet asgari ücreti artırmamız gerekiyor, yoksulluk sınırı ortada açlık sınırı ortada. Bu gerçekten Türkiye'ye yakışmıyor. Bunu yükselttiğimiz oranda diğer ücretlerin de yükselmesini sağlayamazsak Türkiye'yi bir asgari ücretli ülkeler düzeyine indireceğiz. Onun için asgari ücreti belirlerken, bu rakamları ortaya koyarken, Türkiye'deki toplam çalışanların, örgütlü kesimin, toplu sözleşmelerin de dikkate alınarak tespitin yapılması gerekiyor."
Arslan, sendikalaşmanın önündeki engellere ilişkin bilgi verdi.
"Bu eşyanın tabiatına da, adalet duygusuna da aykırı"
Emeklilik konusuna da değinen Arslan, 1999 ve 2008'de yapılan sosyal güvenlik reformunda işçilerin, emeklilerin maaş bağlama kriterlerinin tamamen değiştirildiğini vurguladı.
Arslan, şunları kaydetti:
"Bunlardan en önemli kriter, katsayı olarak enflasyon esas alındı. Büyümenin önce tamamıydı sonra yüzde 30'u esas alındı. O yıl, bir önceki yılın enflasyonu ve primleriyle çarpılarak bir maaş hesaplaması söz konusu oldu. Düşük enflasyon döneminde çok fark edilmedi. Ama yüksek enflasyonda şöyle bir tablo çıktı karşımıza, 2023 yılındaki enflasyon ve katsayı yüzde 86, yani 2024 yılında emekli olacakların katsayısı 2023 yılı esas alınarak, yüzde 86'lık katsayı var. Ama 2025'te emekli olacaklar için katsayı yüzde 40'lar civarında. 2024'te emekli olan bir işçi 35 bin emekli maaşı alacakken, 2025'te emekli olursa yüzde 35 daha düşük maaş alacak. Bu eşyanın tabiatına da aykırı, adalet duygusuna da aykırı. Halbuki 1 yıl daha çalıştı, primi daha yüksek. Enflasyonun doğrudan kriter alınması ve bunun da aşağı doğru düşmeye başlaması böyle sıra dışı bir sıkıntıyla karşı karşıya getirdi. Sayın Bakanla konuştuk. Muhataplarımızla konuştuk. Maliye Bakanımızın pek bu konuda değişiklik iradesinin olmadığını gördük. Ama şunun üzerinde uzlaştık, çok prim ödeyenlerin daha fazla maaş aldığı bir sisteme 'evet' dediğini söyledi."
Bu arada Dervişoğlu, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile de asgari ücret konusunda fikir alışverişinde bulunmak için bir araya geldi.