Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, Karadeniz'de Türkiye, Bulgaristan ve Romanya tarafından gerçekleştirilen mayın temizleme çalışmalarının ne anlama geldiğini AA Analiz için kaleme aldı.
Türkiye, Bulgaristan ve Romanya'nın savunma bakanları, Karadeniz'de gemileri Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sırasında döşenen mayınlardan korumayı amaçlayan bir anlaşmayı 11 Ocak 2024'te resmi olarak imzaladı. Anlaşmanın imzalanması akıllara Karadeniz'de Balkan Paktı yeniden mi gündeme geliyor sorusunu getirdi. Bu anlaşmanın imzalanmasıyla 3 ülke, Rusya veya Ukrayna tarafından Karadeniz'de döşenen mayınların NATO topraklarına ulaşmadan imha edilmesini amaçlıyor. Türkiye, Bulgaristan ve Romanya, mayınların kendi kara sularına gelmeden imha edilmesi konusunda anlaştılar. Bu anlaşmaya göre görev gücünde her ülkeden birer tane olmak üzere 3 mayın temizleme gemisi ve 1 komuta kontrol gemisi yer alacak. 15 günlük görevler, 6 ayda en az 2 kez gerçekleştirilecek. 3 katılımcı ülkenin deniz komutanlarından oluşan bir komite çalışmaları denetleyecek ve yılda en az 2 kez toplantı yapacak. Komitenin genel liderliği her 6 ayda bir değişecek.
Karadeniz'e kıyısı olan 3 ülke, Karadeniz'in sadece Rus gölü olmadığını göstermek istedi
Bu anlaşma, her ne kadar 3 ülkenin Rusya'ya karşı birlikte savunma işbirliği gibi algılansa da aslında Karadeniz'de öncelikle kendi kıta sahanlıklarını koruma ve kendi kıta sahanlıklarında ticari faaliyetleri güvence altına alma mutabakatı olarak görülmelidir. Türkiye Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı'nın faaliyetleri başka herhangi bir ülkeye yönelik değildir. Türkiye'nin açıklaması Rusya'ya açıkça bir tavır gibi gözükmese de aynı zamanda bir uyarı niteliğindedir. Çünkü Rusya-Ukrayna savaşı süresince Rus donanmasının Karadeniz'de kendi kıta sahanlığı dışında bazı sivil ticaret gemilerini vurduğu biliniyor. Bu süreç başta Türkiye olmak üzere Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler tarafından tepkiyle karşılandı. Hatta Rusya'nın Karadeniz'de tek taraflı askeri güç kullanma tavrı, diğer ülkelerce tehdit algısı oluşturdu.
Mayınların İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına kadar gelmesiyle bu durum İstanbul'da yaşayan sivil halk için de tehdit oluşturacaktır.
Ukrayna'da 2022'de savaş başladığında Rus donanması tüm Karadeniz'de etkinlik göstermeye başladı. Bu durum Rusya'nın Karadeniz'i büyük bir Rus gölüne dönüştürmek istediği algısını güçlendirdi ve tahıl ticaretini de olumsuz etkiledi. Dünya tahıl fiyatlarında artışa neden olan bu süreç Türkiye'yi de doğrudan etkilediği için Karadeniz'de Tahıl Koridoru Girişimi sağlandı. Bu girişim günümüzde etkin olmasa da etkin olması için çabalar devam ediyor.
Karadeniz'de Rus etkinliği, Türkiye gibi ülkeler için dengenin bozulması anlamına geliyor. Bugün Rus gemileri Karadeniz'in kuzeybatısına faaliyet gösteremiyorlar. Bu durum Ukrayna'nın doğaçlama bir deniz koridoru oluşturmasına imkan verdi. Ukrayna'nın işlevsel hale getirdiği yeni deniz koridorunun yetkisiz bir geçici çözüm olduğunu söyleyebiliriz. Bu koridor, yalnızca Rusya'nın deniz kuvvetlerinin zayıflığı ve Rusya ile Ukrayna arasında sivil gemiciliğe saldırmama yönündeki gayrıresmi bir anlaşma nedeniyle mevcudiyetini koruyor. Bununla birlikte Rusya'nın sivil gemilere yeniden saldırması durumunda ticaretin duracağını söylemeliyiz. Fakat Rusya, sivil gemilere Ukrayna kara sularında saldırabilir. Romanya, Bulgaristan, Türkiye gibi Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin kara sularında yapılacak bir saldırı bu ülkelerin yeni tedbirler almasına neden olacaktır.
Karadeniz'de deniz savaşları Rusya'nın daha çok mayın döşemesine de neden oluyor. Ukrayna'nın saldırı yaklaşımı Rusya'yı deniz ticaret yollarına müdahale etme yeteneğinden mahrum etti denebilir. Türkiye'nin tavrı da ticaret yolunun yeniden işlemesi konusunda Rusya üzerinde baskı oluşturuyor. Rus Karadeniz Filosunun Abhazya'da hapsedilmesi Ukrayna'dan başlayan ticarette de yeni değişimler oluşturuyor. Ukrayna'dan başlayan ticaret Romanya ve Bulgaristan kıyıları üzerinden Türkiye'ye ulaşabiliyor. Fakat burada en büyük sorun sürüklenen mayınlardır. Bu mayınların İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına kadar gelmesiyle bu durum İstanbul'da yaşayan sivil halk için de tehdit oluşturacaktır. Zaten Türkiye'nin sert tepkisinin nedenlerinden birisi de İstanbul gibi bir şehrin mayın tehlikesi altında olmasıdır.
Karadeniz'de NATO dışında yeni bir "Karadeniz Savunma Gücü" mü oluşuyor?
Ukrayna donanması, Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etmesinden bu yana gemilerinin yüzde 80'ini kaybetti. Rusya ise Karadeniz filosunun üçte birini kaybetti. Ukrayna'nın stratejisinin, yakında İngiltere'nin de desteğiyle daha uzun menzilli füzeler edinme beklentisiyle Karadeniz'deki varlığını sürdürmek olduğunu görüyoruz. Rusya'nın ise Karadeniz'deki konumunu yakın zamanda iyileştirmesi pek mümkün görünmüyor.
Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle hem Ukrayna hem de Rusya limanlarında mayınlar bulunuyor. Akıntı nedeniyle bunlar Türk boğazlarına ulaşıyor. Bu 3 ülke sağladıkları mutabakatla Ukrayna ve Rusya tarafından döşenen deniz mayınlarının Romanya'nın (deniz) sınırlarının bittiği noktaya kadar gelmesini önlemek istiyorlar. Mayın gemileri sürekli devriye görevi yaparak bu ticaret yolunu güvence altına almayı hedefliyorlar.
Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında kurulan üçlü mutabakat NATO'nun caydırıcılık ve savunma faaliyetlerinin yerine geçmeden, katılımcılar arasındaki etkileşimin ve komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için kuruluyor.
Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında kurulan üçlü mutabakat NATO'nun Karadeniz bölgesindeki varlığının ve devam eden caydırıcılık ve savunma faaliyetlerinin yerine geçmeden, katılımcılar arasındaki etkileşimin ve komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için kuruluyor. Bu operasyonların Montrö Sözleşmesi kapsamında yapılacağının açıklanması da eğer süreç Türkiye'yi daha fazla olumsuz etkilerse Rusya açısından daha da olumsuz sonuçlar doğabileceği anlamına geliyor. Bu mutabakat ile 3 ülkeye ait gemiler kullanılacak ve diğer NATO müttefiklerine ait gemiler bu görev gücü kapsamında kullanılmayacaktır.
Türkiye hem Ukrayna hem de Rusya ile iyi ilişkiler sürdürmeyi hedefliyor. Bu iki ülke Türkiye'nin Karadeniz'de menfaatlerine veya kara sularına müdahale etmediği sürece bu ilişki dengesi devam edebilir. Türkiye, Rusya-Ukrayna arasında Karadeniz tahıl girişimini yeniden canlandırmak için Birleşmiş Milletler ve taraflarla beraber çalışmayı sürdürüyor. Bu görüşmelerde ilerleme olmadığı için Türkiye, Romanya ve Bulgaristan'ın kendi çözüm yolunu buldukları söylenebilir. Bu anlaşmanın, Rusya'nın Karadeniz'de ben istersem ticaret devam eder anlayışına verilen bir tepki olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
[Prof. Dr. Salih Yılmaz, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.