CHP 38. Olağan Kurultayı “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” sloganıyla Ankara’da başladı. 81 ilden gelen bin 367 kurultay delegesi, yeni genel başkanı ve yeni parti yönetimini seçecek. Kurultayın ilk günü genel başkan, ikinci günü ise Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri seçilecek. Kurultay konuşmasını yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener ve değişim isteyen parti içi muhalefete sert sözlerle yüklendi. Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasından sonra sahneye, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
CHP'nin 3 temel noktası...
- Bu yıl, CHP'nin 100. yılı. Yani 2. yüzyılın başlangıcındayız. 100 yıllık bir tarih, bugüne kadar pek çok kişinin, tarihçinin, sosyoloğun ortaya koyduğu gerçeklerle bize şunu gösterdi, 100 yıllık tarih her siyasi partiye nasip olmaz. Kapatıldık, arşivlerimize el konuldu, genel başkanlarımız tutuklandı, yılmadık, direndik ve 100. yılımızı şimdi kutluyoruz.
Üç temel noktayı ifade edeyim:
1- Partinin yükünü taşıyan, örgütlerdir.
2- Kimse, örgütün otoritesini, gücünü, dayanışma ruhunu sarsamaz.
3- Ben dahil hiç kimse kendisini partinin üstünde asla göremez.
Biliyorum sizleri zaman zaman üzdüm
- Sevgili örgütüm, biliyorum sizleri zaman zaman üzdüm. Ama asla sizleri özellikle üzecek, utandıracak hiçbir şey yapmadım. Hep sizlerle beraber ve sizler için, Türkiye için mücadele ettim. Bu parti, bütün kurultaylarında tartışarak ve güçlenerek çıkmıştır. Yine güçlenerek çıkacaktır.
Türkiye'nin içinde bulunduğu durum
Bir de Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloyu 7 madde halinde bilginize sunacağım, örgütümün bu 7 maddeyi Türkiye coğrafyasının her yerinde seslendirmesini istiyorum.
1- Anayasa fiilen askıya alınmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yoktur.
2- Saray devleti, çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya, güçler ayrılığı ilkesi bitmiştir.
3- Yoksulluğu yaymak, milyonları yardıma muhtaç hale getirmek saray devletinin politikasına dönüşmüştür. Yoksulluk, kabullenilen bir kültüre dönüşmek üzeredir.
4- Türkiye fiilen yarı açık cezaevine döndü. Gazeteciler görevini yapamaz halde. Tolga Şardan'a, Can Atalay'a, Osman Kavala'ya, Selahattin Demirtaş'a, Tayfun Kahraman'a, Çiğdem Mater'e, Emine Özerden'e, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ve Barış Pehlivan'a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları!
5- İktidarda kalmak için her türlü hile ve sahtekarlığı yapma adeta sarayın meşhur politikası haline gelmiştir.
6- Ülkenin dış politikası fiilen iflas etmiştir. Bir kan denizine dönüşen Filistin'de bile Türkiye'nin sözü geçmiyor.
7- Yanlış dış politikanın bedeli olarak Türkiye bir sığınmacı deposu haline dönüşmüştür, para karşılığı dönüşmüştür! 85 milyonun iradesi, sığınmacı deposu olsun diye Avrupa'ya satılmıştır!
Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayacağız
- Bu 7 madde, tablonun bir yüzüdür. Acıdır ama gerçektir. Sarayın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin sorgulanması gerekir sarayın.
- Bu tablonun diğer yüzü, biz CHP'lilere verilen görevi göstermektir. Tablonun diğer yüzünde biz, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek ve var olan sorunları çözmek durumundayız. Tarihin diğer yüzü bize sorumluluk yüklüyor.
- Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayacağız. Biz, umudumuzla, bilgimizle, birikimimizle tarihe yön vereceğiz. Atatürk'ün bir sözü vardır: 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır' Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim, bu salondakilerin umudunu yitirmeye hakkı yoktur.
Altılı Masa'da sırtımdan hançerlendim
- 6 lider oturduk. İlk toplantı. Bu tabloyu kısmen anlattım. Kendilerine, ülkede demokrasi yok, bir sorunlar yumağı haline geldi dedim. 6 lider demokrasiyi, insan haklarını getirmek zorundayız dedim. İnsanlar düşüncelerini ifade edebilsinler, yargıdaki kara lekeyi kaldıralım diye anlattım. Altı parti bir araya geldik. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz konusunda oturduk çalıştık. Hemen hemen her alanda bir ortak mutabakat metni hazırladık. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışması yaptık. İş, adayın seçilmesine gelince hepinizin malumu olan masadan kalkmalar ve masaya yeniden dönmeler geldi. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım!
Değişim diyenler uzun süredir değişmeyenler
- Yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen, sırtımdaki yük değildi, sırtımdaki hançerlerdi! Seçim bitti. Kazanamadık. Daha nefes almadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemini dillendirenler, uzun süredir değişmeyenlerdi! Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu!
- İlk değişimi ne zaman söyledim? 2019. En büyük değişimi yaşayan parti, CHP'dir! Girilemeyen evlere, mahallelere, illere ve ilçelere girdik. Oradan milletvekilleri çıkardık. Değişimin içinde olanlar, değişimi fark edemezler.
- Asla yan yana gelemezler, kucaklaşamazlar dedikleri insanlarla yan yana geldim. Dilimizi değiştirmek zorundaydık.
CHP sağa kaydı diyenler..
- Efendim, 'CHP sağa kaydı' diyorlar! Bunlar, sağın da solun da ne olduğunu bilmiyorlar. Çok açık ve net söylüyorum: CHP, halkın partisidir, 6 okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa'nın en güçlü sosyal demokrat partisi, CHP'dir.
- Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Muhalefet politikamızı da değiştirdik. Her önüne gelene muhalefet değil, sosyal kimlikler üzerinden muhalefet üretmeye başladık. Taksici, apartman görevlileri, sanayiciler, muhtarlar bir sosyal kimliktir. Her bir sosyal kimliğin sorunlarını masaya yatırıp, akılcı politikalarla çözmek için seferber olduk.
- Bizim sağa kaydığımızı söyleyenlere soruyorum; çöpten kağıt toplayanların hakkını kim savundu? Bu kardeşiniz. Taşeron işçiler, sendikaların bile doğru düzgün sahip çıkmadığı taşeron işçileri örgütledik, dernek kurdurduk. En son iktidar taşeron işçilere kadro vermek zorunda kaldı. Bu sağcılık mıdır, solculuk mudur!
Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak demek...
- Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zor demiştim. Vefalı olacaksın, sırtından hançerlemeyeceksin!