Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Bilal Kısa ve Ezgi Cebeci ile avukatları katıldı. Hakim, iddianamenin özetini okumasının ardından sanıklara söz verdi. Sözlerine özür dileyerek başlayan tutuksuz sanık Ezgi Cebeci, bir proje amacıyla Kocatepe Camii’ne gittiklerini belirtti. Sanık Bilal Kısa’yı ortak bir arkadaşları vasıtasıyla tanıdığını söyleyen Cebeci, Kısa’nın böyle bir projesinin olduğunu ve kendisini manken olarak kullanmak istediğini söylediğini ifade etti.
“Çekim yaparken uyarı almadık”
Hazırlık için Kocatepe Camii'ne gittiklerini ve ne tür pozlar verecekleri hususunda görüşürken cemaatten veya güvenliklerden bir tepki almadıklarını iddia eden Cebeci, “Hazırlık çekimi aşamasında herkes bizi gördü, ancak uyarı almadık. Asıl projeyi tamamlayacağımız gün cuma namazından birkaç saat sonra tekrar gittiğimizde çekimleri gerçekleştirdik. Cemaat vardı, güvenlik vardı. Yine bir uyarı almadık” dedi.
“Dini değerleri aşağılamak istemedik”
Fotoğraflarda dini değerleri aşağılamak gibi bir düşüncelerinin olmadığını söyleyen Cebeci, “Fotoğrafları sosyal medya hesaplarımızda paylaştık. Bizim amacımızı anlayan insanlar olumlu tepkiler verdiler. Ertesi gün bazı sayfaların yönlendirmesiyle çok fazla olumsuz şiddet içeren tepki aldık. Dini değerleri aşağılamak istemedik. İslam dininin kapsayıcı olduğuna değinmek istemiştik. Ben bu olayın buralara geleceğini düşünmemiştim. Bir suç amacıyla bulunmadım. Suç kastım yoktur. Tepkiler çoğalınca özür mesajı paylaştık ve fotoğrafları kaldırdık. Asıl amacımız İslam dininin hoşgörüsünü ortaya koymak istedik” ifadelerine yer verdi.
Cebeci ayrıca, fotoğraflarda sadece manken olarak yer aldığını, sanık Kısa’nın yönlendirmesiyle hareket ettiğini savunarak, camiyi de mimarisinden dolayı sanık Kısa’nın seçtiğini söyledi.
“Caminin huzur bulunacak yer olduğunu anlatmak amacıyla fotoğraf çekimi yapmak istedim”
Sanık Kısa ise, evde olduğu zamanlar mimarisini beğendiğinden dolayı camiyi izlediğini söyledi. Ankara’da çalışmadığı için yakınındakilere klip ve fotoğraf çekimi yapmaya başladığını söyleyen sanık Kısa, “Sürekli camiye baktığım için dedim ki ben Kocatepe’de de çekim yapabilirim. Ezgi'nin de kendine has bir tarzı vardı, giyiniş tarzı farklıydı. Bunu Kocatepe Camii ile bağdaştırmak istedim. İslam dinine karşı bir durum var, ben bundan rahatsız oldum. Ben herkesin camiye girebileceği, caminin huzur bulunacak yer olduğunu anlatmak amacıyla fotoğraf çekimi yapmak istedim” dedi. Hazırlık çekimleri esnasında kimse tarafından uyarılmadıkların söyleyen Kısa, mekan seçiminin de kendisine ait olduğunu ifade etti.
“Dini aşağılama amacımız yoktu”
Adı geçen çekimleri camiye gidilmesine teşvik amacıyla yaptıklarını savunan Kısa, “Camiye gelişleri teşvik etmek amacıyla yaptık. Çekimizi yaptık, başka fotoğraf çekenler de vardı, camiden çıktık. Hiçbir tepki görmedik. Sosyal medya hesabımdan herkese açık şekilde paylaştım. İlk gün olumsuz bir tepki almadık. Birkaç gün sonra bazı internet haber sitelerinde olumsuz tepkiler gördüm. Bizim sosyal medya hesaplarımıza yorumlar yazılıyordu. Tepkiler artmaya başlayınca fotoğrafların hepsini hesaplarımızdan kaldırdık ve özür metnimizi açıkladık. Kesinlikle İslami dini değerleri aşağılamakla hareket etmedik” dedi.
Avukat beyanının ardından esasa ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanıkların suç işlemek kastıyla hareket etmediklerini belirterek, Cebeci ve Kısa'nın beraatlarını talep etti. Beyanların ardından kararını açıklayan hakim, sanıklar hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan dava açılmış ise de sanıkların suç işlemek amacıyla hareket etmediğinin anlaşıldığını belirterek, üzerlerine atılı suçlardan beraatına hükmetti.
Yönetmen Bilal Kısa, Ankara'daki Kocatepe Camii'nin iç ve dış mekanında yapılan çekimleri "Zıtların Büyüsü" başlığı ile sosyal medyada paylaşmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "uygunsuz kıyafetlerle" yapıldığı belirtilen çekimi gerçekleştirenler ve bunu sosyal medyadan paylaşan kişiler hakkında soruşturma başlatmıştı. Camide çekilen fotoğraflara ilişkin halkın bir kesiminin benimsediği “dini değerleri alenen aşağılama" suçundan resen soruşturma başlatıldığı vurgulanmıştı.