Kurtulmuş, 12 Eylül askeri darbesinin 44'üncü yılı dolayısıyla sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 12 Eylül 1980 darbesinin, aziz milletin hafızasında derin yaralar açarak, demokrasiye karşı en büyük ihanetlerden biri olarak tarihteki yerini aldığını bildirdi.
O kara günlerde, milletin iradesinin yok sayıldığını, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin gasp edildiğini belirten Kurtulmuş, darbenin ardından yaşanan hukuksuzlukların, haksız yargılamaların, işkencelerin ve idamların toplumsal vicdanı derinden etkilediğini kaydetti.
Bu karanlık dönemin, demokrasiden uzaklaşıldığında nelerle karşı karşıya kalınabileceğinin en acı örneklerinden biri olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"12 Eylül darbesi ülkemizin bağımsızlığını da hedef alan bir emperyalist müdahale girişimiydi. Türkiye'yi ekonomik, siyasi ve toplumsal anlamda yıllarca geri götüren bu darbe dönemi, ülkemizin geleceğini karartmak amacıyla gerçekleştirilen iç ve dış müdahalelerin bir sonucuydu. Toplumsal kutuplaşmayı, özgürlüklerin kısıtlanmasını ve askeri vesayetin gölgesini beraberinde getiren bu süreç, hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak milletimizin özgüven duygusunu da zedelemiştir. Darbelerin ülkemize getirdiği zararlar sadece siyasi ve ekonomik kayıplarla sınırlı kalmamış, toplumsal uzlaşmayı ve demokratik olgunlaşmayı da sekteye uğratmıştır. Her darbe, her alanda Türkiye'yi geriye götüren büyük ihanetler olarak hafızalara kazınmıştır. Artık darbelerin izlerini geride bırakarak, darbe dönemlerinden kalan en büyük kalıntılardan biri olan 1982 Anayasası'ndan kurtulma vakti gelmiştir. Nasıl ki 12 Eylül'ün toplumsal, siyasi ve ekonomik bedelleri milletimizin kararlılığıyla aşılmışsa, şimdi de darbe anayasasını tarihin çöplüğüne atmak ve milletimizin iradesini tam anlamıyla yansıtan, demokrat, sivil, kapsayıcı ve özgürlükçü bir anayasa yapmak en büyük görevimizdir. Ancak böyle bir anayasa, toplumun her kesimini kucaklayan, kimsenin ötekileştirilmediği, hukukun üstünlüğünün tam anlamıyla sağlandığı bir ortamı temin edebilir."
- "TÜRKİYE, BİR DAHA ASLA DARBELERİN YAŞANMAYACAĞI BİR DEMOKRATİK ÜLKE OLMAK ZORUNDADIR"
Katılımcı demokrasiye dayanan, insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, toplumsal uzlaşmayı ve adaleti sağlayan bir anayasanın, ülkenin huzur ve güven içinde geleceğe yürümesinin en büyük güvencesi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye'nin güçlü, adil ve demokratik yarınları, darbe anayasaları ile değil, millet iradesinin şekillendirdiği yeni bir anayasayla inşa edilecektir. Türkiye, bir daha asla darbelerin yaşanmayacağı bir demokratik ülke olmak zorundadır. Darbe anayasalarının değil, millet iradesinin şekillendirdiği bir Türkiye inşa etmek, demokrasiye ve gelecek nesillere olan borcumuzdur." değerlendirmesinde bulundu.
12 Eylül darbesinin acımasız süreçlerinde hayatını kaybeden, haksız yere yargılanan, işkenceye uğrayan ve hakları ellerinden alınan tüm vatandaşları saygıyla andığını ifade eden TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Bu karanlık dönemin toplumsal hafızamızda açtığı yaraları unutmadan, demokrasi, özgürlükler ve değerlerimiz uğruna mücadelemizi sürdürme sözümüzü bir kez daha yineliyoruz."ifadesini kullandı.