Bakanlığın yazılı açıklamasında, 2024 yılı dış finansman programı kapsamında ABD doları cinsinden 10 yıl vadeli (Ocak 2035) bir tahvil ihracı gerçekleştirmek üzere Bank of America, BBVA, Citigroup ve J.P. Morgan'a yetki verildiği belirtildi.

Yeni tahvil ihracıyla eş zamanlı olarak bir yükümlülük yönetimi işlemi gerçekleştirileceği aktarılan açıklamada, söz konusu işlem çerçevesinde, uluslararası sermaye piyasalarında işlem görmekte olan 2024-2026 vadeleri arasındaki ABD doları cinsinden 6 tahvilin, yeni ihraç edilecek tahville değiştirileceği ve/veya nakit karşılığı geri alınacağı bildirildi.

Yükümlülük yönetimi işleminin yarın gerçekleştirileceği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

Bir üründe daha pestisit çıktı! 5 üründe tespit edildi, ihracatta alarm verildi Bir üründe daha pestisit çıktı! 5 üründe tespit edildi, ihracatta alarm verildi

"İşleme katılmak isteyen yatırımcılar, geri alınacak tahvillere ilişkin belirlenen fiyatlar ve karşılığında verilecek yeni tahvile ilişkin açıklanan gösterge ilk bilgiler çerçevesinde hangi tahvilden ne kadarlık bir tutarı değişim ve/veya geri alım için iade etmek istediklerini yetkilendirilen bankalar aracılığıyla bildirecektir. İade talebinde bulunma süresi aynı gün içerisinde sona erecektir. Yükümlülük yönetimi ve yeni ihraç için talep toplama süresinin sonunda yeni tahvilin fiyatlaması yapılacaktır."

İşleme ilişkin ilk sonuçların 26 Eylül'de duyurulacağı, yükümlülük yönetimi işlemine ilişkin sürecin 1 Ekim itibarıyla tamamlanacağı aktarılan açıklamada, her iki işleme ilişkin kesinleşmiş sonuçların 3 Ekim'de kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi.

SON HAMLESİ NE ANLAMA GELİYOR

Ekonomistler açıklanan bu son hamleyi olumlu yorumluyor. Uzmanlara göre, yükümlülük yönetimi çerçevesinde eski tahvillerin yeni tahvillerle değiştirilmesi, borç vadesini uzatarak maliyetleri düşürmeyi amaçlıyor ve bu durum sürdürülebilir bir borç yapısına katkı sağlıyor.

Ayrıca, Bank of America, BBVA, Citigroup ve J.P. Morgan gibi uluslararası itibarı yüksek bankaların yetkilendirilmesi, yatırımcı güvenini artırıcı bir adım olarak görülüyor. Yeni tahvil ihracının, Türkiye’nin dış finansman piyasalarına erişimini sürdürdüğünü göstermesi de ekonomik açıdan önemli bir avantaj olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmenin ülkenin kredi temerrüt risk primi (CDS) tarafında da iyileşmeye katkı sunacağı belirtiliyor.

Bankalar açısından ise Eurobond vadelerinin uzatılabilme fırsatı kritik bir önem taşıyor. Nitekim, piyasalarda bankacılık sektörü hisselerinde yabancı alımları gözlemleniyor. Ancak bazı piyasa yorumcuları doların hızla yükseleceğini öne sürerek dolar pozisyonu alınmasını tavsiye etse de, yapılan bu borç yapılandırmalarının aksine işaret ettiği belirtiliyor.