Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en hassas, kritik ve gizli birimi Milli İstihbarat Teşkilatı'nın, geçmişte yaptığı operasyonlar, Mustafa Kemal Paşanın ve beraberindeki Enver Bey, Süleyman Askeri, Yakup Cemil, Kuşçubaşı Eşref, Fethi Okyar gibi isimlerin Libya'da Irak'ta Suriye'de ve Afrika'da gerçekleştirdiği faaliyetleri anlatan belgeler ortaya çıktı. Teşkılat-ı Mahsusa'nın kurucusu Enver Paşa ve ekibinin sahte kimliklerle Orta Doğu'da gerçekleştirdiği operasyonlar oldukça dikkat çekici görsellerle yayınlandı.
LİBYA/TRABLUSGARP
Gazi Mustafa Kemal’in Binbaşı olarak görev üstlendiği Trablusgarp savaşı, İtalyanlara karşı alınmış zaferlerden biridir. Tarihimizdeki önemli antlaşmaya sahne olmuştur. Enver Bey, Süleyman Askeri, Yakup Cemil, Kuşçubaşı Eşref, Fethi Okyar, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte gizlice Trablusgarp’a giden Türk Subaylardır. Teşkilatı Mahsusa’nın ilk başkanı olan Süleyman Askeri Bey, Libya’ya sahte kimlikle (Molla Cemil) ve yerel kıyafetler giyerek girmiş ve faaliyetlerini sürdürmüştür.
Mustafa Kemal Paşa, Şeyh Sunusi tarafından hediye edilen yerel Trablusgarp kıyafeti ile 1920
Mustafa Kemal, yakın istişarede bulunduğu Nuri Conker ile Trablusgarp cephesinde
Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Paşa, Libya Derne’de yerel kıyafetlerle denetleme yaparken. (1912)
AZERBAYCAN/KAFKAS İSLAM ORDUSU
Osmanlı Devleti’nin Mart-Ağustos 1918 tarihleri arasında kurduğu Doğu Ordular Grubu’na bağlı bir askeri birimdir. Enver Paşa’nın isteğiyle kargaşa içinde bulunan Azerbaycan ve Dağıstan’ı Rus işgalinden kurtararak bağımsızlarını ilan etmelerine yardımcı olmak, Kafkasya’da bulunan askerlere eğitim ve silah desteği vermek amacıyla kuruldu.
Teşkilatı Mahsusa’nın kurucusu Enver Paşa, Kafkas İslam Ordusu ile koordinasyon içinde çalışarak, Bakü’nün düşman elinden kurtulmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Azerbaycan’ın başkenti Bakü, Teşkılat-ı Mahsusa’nın derin çalışmaları ve örgütlenmesinin yanında Kafkas İslam Ordusu ismi verilen Osmanlı Ordusu tarafından Ermeni ve Bolşevik çetelerinden kurtarılmıştır. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’yü 15 Eylül 1918’de Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerden kurtaran Kafkas İslam Ordusu Komutanı, Bakü Fatihi Nuri Paşa’dır.
Kafkas İslam Ordusu Bakü’yü işgalden kurtardıktan sonra şehre giriş yaparken
TEŞKİLAT-I MAHSUSA'NIN İLK BAŞKANI!
Süleyman Askeri/1884-1915
Birinci Dünya Savaşı öncesinde, 1911 yılında İtalya’nın Trablusgarp'a saldırması üzerine, İtalyan işgaline karşı Trablusgarp’ın müdafaasında görev aldı. Jön Türkler kılık değiştirerek Mısır üzerinden, Trablusgarp'a geçerek müthiş bir direniş örgütlediler.
Süleyman Askeri imam kılığında Trablusgarp'a Mısır üzerinden gizlice geçti. Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), Ali Fethi Okyar, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Yakup Cemil ve Süleyman Askeri hep birlikte Bingazi'deki savaşlara katıldı. Süleyman Askeri, 21 Ağustos 1912'de Bingazi ve Havalisi Komutanlığı Kurmay Başkanlığına atandı.
KENDİ TABANCASIYLA İNTİHAR ETTİ!
Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na Almanya’nın safında katılması üzerine Teşkilat-i Mahsusa Başkanlığı görevinin yanında 20 Aralık 1914 tarihinde Irak ve Havalisi Genel Komutanı olarak atandı. Irak Cephesinde Osmancık Taburu ile Rota Muharebesinde İngilizleri durdurdu ama ayağından yaralandı ve Bağdat’ta bulunan bir hastaneye kaldırıldı.
Hastanede yaralı bir halde Basra’yı geri almak için planlar yaptı ve harekete geçti. Şuaybiye Muharebesinde, komutası altındaki birliklerin 14 Nisan 1915 tarihinde İngiliz Ordusu'na mağlup olması üzerine kendi tabancasıyla intihar etti.
IRAK/KUT’ÜL AMARE
Osmanlı tarihinin en büyük zaferlerinden birisi de 29 Nisan 1916’da elde edildi. Türk ordusu 1. Dünya Savaşı içerisindeki ikinci zaferini İngilizlere karşı kazandı. Bu zaferde son derece önemli olan Teşkilat-ı Mahsusa, istihbari anlamdaki başarılar arasında tarihi bir önem taşır. Bu zaferin en büyük pay sahiplerinden Süleyman Askeri; Kuşatma sırasında yaralanmış ve sedyede yatarken savaşı yönetmiştir.
Bu kuşatmanın muzaffer komutanlarından Halit Paşa, 1934 yılında Soyadı Kanunu sonrasında Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından ‘Kut’ soy ismini almıştır.
Kut’ül Amare Zaferi sonrasında Halil Kut Paşa (sağda) ve esir alınan komutan Townshend (1916)
SURİYE VE CEMAL PAŞA
Tarihe ve istihbarata yön veren Kut’ül Amare Zaferi, Trablusgarp savaşı ve tüm savaş cephelerinde istihbaratın önemini ortaya çıkarmıştır. Cemal Paşa, 1. Dünya Savaşında Suriye-Filistin cephesi komutanı ve Osmanlının son Suriye Valisi olarak görev yapmıştır.
Teşkilat-i Mahsusa, Arap milliyetçiliğini körükleyen faaliyetleri sıkı bir gözetim altına almıştır. Osmanlı topraklarında alabildiğince çoğalan yabancı konsolosluklar, dostluk kuruluşları, kültürel ve edebi cemiyetler, yabancı hastaneler, yardım ocakları ve öğrenim kurumları bu gözetimlere tabi tutulmuştur.
Araplar, Teşkilat-ı Mahsusa’nın faaliyetlerini, Arap özgürlük ve bağımsızlık ateşini söndürmeyi amaçlayan ittihat ve Terakkinin düşmanca komploları olarak değerlendirdiler. Ama Teşkilat-i Mahsusa Osmanlı Devleti’ne yönelik Arap ırkçılığına ve bati emperyalizmi tehlikesine karşı durmakta, ittihatçıların kullandığı en önemli araç olmuştur.
Ordu Komutanı Mustafa Kemal Şam’dayken cepheyi denetleyen Cemal Paşa ve Enver Paşa ile birlikte
İsmet İnönü, Enver Paşa ve Cemal Paşa Suriye'de
DOĞU AFRİKA/ ALMAS EFENDİ
Habeşistan ve Somali'de bir çok etkisi olan Teşkilat-i Mahsusa, en çok Sudan üzerinde faaliyet gerçekleştirmiştir. Afrika Grup Komutanı Nuri Killigil Paşa, Sudanlıları ayaklandırmak ve Osmanlı yandaşı Darfur Sultan Ali Dinar'a siyasi ve askeri destek sağlamak için savaş boyunca Sudan'a pek çok Teskilat-i Mahsusa ekibi göndermiştir.
Nuri Killigil Paşa
Aslen Sudanlı olan Almasa Efendi, 1900 yılında Mısır’daki İngiliz ordusuna katılmış ve Osmanlılar ile İtalyanlar arasındaki Trablusgarp savaşı sırasında Türk subaylarına yardım etmiştir. Bu nedenle hakkında İngilizler tarafından soruşturma açılmıştır. Almas Efendi, bir süre sonra firar ederek Libya Derne’de bulunan Osmanlı güçlerine katılmıştır.
Dünya Savaşının başlamasıyla Teşkilat-t Mahsusa’ya katılmış ve Sudan'a yönelik faaliyetler sürdürmek için görevlendirilmiştir. Din adamı ve derviş gibi giyinerek faaliyetlerine başlamıştır. Sudanlı olması dikkat çekmesini engellemiş ve yerel kıyafetlerle faaliyetlerini sürdürmüştür. Almas Efendi, 16 Kasım 1914 tarihinde dilenci kılığında Port Sudan’da bulunan İngiliz Karargâhına sızmayı başarmıştır.
ETİYOPYA-SOMALİ/AHMET MAZHAR BEY
Teşkilat-ı Mahsusa’nın Etiyopya ve Somali’deki faaliyetleri daha çok Ahmet Mazhar Bey üzerinden gerçekleştirilmiştir. Habeş İmparatoru lyasu ile hayli yakın ilişki kuran Ahmet Mazhar Bey, onu Osmanlı ve Almanların yanında saf tutma konusunda hayli etkilemiştir. Yine Somali'de "İngiliz Karşıtı Dervişler" adlı hareket ile temas kurmayı başaran Mazhar Bey, Müslümanları İngilizlere karşı ayaklanmaya davet etmiştir.