CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığında Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Stefan Löfven ve ekibi ile bir araya geldi. Görüşme sonrasında Özel ve Löfven ortak basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İstanbul İl Başkanlığımızdayız. Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı Sayın Stefan Löfven ve heyetini ağırlıyoruz. Bildiğiniz gibi Sayın Stefan Löfven, İsveç’in önceki Başbakanı. Avrupa Sosyalist Partisi Avrupa Birliği’ndeki sol ve sosyal demokrat partilerin çatı örgütü. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bulunan tüm sosyal demokrat, sol ve sosyalist partiler bu çatının altında. Bugün Türkiye’ye gelerek bir dayanışma ziyaretinde bulundular. Heyette genel sekreteri, başkan yardımcıları, Avrupa Parlamentosu üyeleri ve kendi ekibi bulunuyor. Türkiye’deki süreci çok yakından takip ediyor. Ben Türkiye kamuoyuna kendisini şöyle takdim edebilirim. Hem geçmiş dönemlerde başbakanlığı döneminde, hem burada yaptığı görev sırasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği noktasında en gönülden desteği veren, Türkiye’nin iyiliğini en çok isteyen ve Türkiye’yi Avrupa’da en çok savunan siyasetçilerin başında gelir kendisi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Avrupa Birliği tam üyeliği hedefini koyduğumuzda aynı Sosyalist Enternasyonal ve orada başkanlığımızı yapan Pedro Sanchez gibi kendisi de bu süreçte hep Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tezlerini desteklemiştir. Ben ziyaretleri için kendisine çok teşekkür ediyorumö dedi.
“DEMOKRASİ VE İNSAN HAKKI İHLALİ İÇ MESELE DEĞİL"
Özel, “Bugün sabah Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil ile bir telekonferans görüşmemiz oldu. Kendisi de Almanya’daki koalisyon görüşmelerini sonlandırmak ve partisini iktidara taşımak üzere. Yine Sosyalist Enternasyonal’in Onursal Genel Başkanı George Papandreou, Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez, İngiliz İşçi Partisi’nin önceki Genel Başkanı Jeremy Corbyn’in çok kıymetli destek ve dayanışma mesajlarını alıyoruz bu içinde bulunduğumuz süreçte. Gün boyunca da burada daha önce CNN International ve BBC, Reuters ile yaptığımız görüşmelerin üzerine bugün İngiliz The Times, Fransız Le Monde, Alman DW ve Japon Asahi Gazetesi ile de mülakatlarımız oldu. Zaman zaman iktidara yakın çevreler, onlara yakın kalemler ve bugün iktidardaki partilerin sözcüleri ‘Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’yi dışarıya mı şikayet ediyor?’ diye sözler söylüyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi dünyadaki tüm siyasi akrabalarının gösterdiği dayanışma mesajlarını, duygularını kabul ediyor. Eğer konu demokrasi ve insan hakkı ihlalleriyse, bu o ülkenin iç meselesi değildir. Kırgızistan’da Sosyal Demokrat Parti lideri içeri atıldığında da Sosyalist Enternasyonal’i harekete geçirmek için davet eden bendim. Dünyanın neresinde olursa olsun aynı refleksleri veriyoruz" şeklinde konuştu.
BU ÜLKENİN GELECEĞİ GÜZEL OLSUN’ DİYEN BİZİZ
Özel, "15 Temmuz akşamı FETÖ, bir darbe girişiminde bulundu. Hep beraber karşı çıktık. Ertesi sabah Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne, bizlere 'Sizin dünyadaki bağlantılarınız kuvvetli. Dünyaya derdimizi hep beraber anlatalım, demokrasiye karşı bu darbe girişimini dünyaya duyurun' diye bizden destek istemişti. O günün mağduru, bugünün zalimi olmuş. Bir darbe girişiminde bulunuyor. 19 Mart darbe girişimi. 23 Mart günü 15 milyon sokağa dökülen insan tarafından bu darbe girişimi bastırılıyor. Dünya da soruyor, 'Ne oluyor Türkiye’de? Türkiye’den en bilindik, dünyanın en bilindik metropolüne. 3 imparatorluğa başkentlik etmiş İstanbul’da daha 10 ay önce seçilmiş olan, yüzde 50’nin üzerinde seçilmiş olan, hepimizin tanıdığı Ekrem İmamoğlu’nu hapse atmışlar. Ne oluyor?' diye soruyorlar. Anlatmayacak mıyız? Kurulan kumpası anlatmayacak mıyız? Milli iradeye darbe yapıldığını anlatmayacak mıyız? Boş iddianameleri, boş MASAK raporlarını ve maddi meseleler üzerinden rüşvet yalanları ile kurulan kumpası anlatmayacak mıyız? Özellikle biz Greko kriterlerini savunurken, siyasi ahlak yasasına 'Evet' derken, eğer Erdoğan ‘Siyasi ahlak, etik yasası olursa bir il, bir ilçe başkanı bulamayız’ demişken ve biz bunları savunup, 'Erdoğan siyasi ahlak yasasından kaçıyor' diye Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım yok diye, vize serbestisini bu yüzden kaybetmişken, şimdi rüşvetçi biz, siyasi ahlak yasasına aykırı davranan başkan temiz mi olmuş? Sütte leke var, bizim başkanlarımızda leke yok. Ama AK Parti’nin kir göstermediğini düşünüp de bu kadar rahat davranıyorsa, dünyadaki siyasi muhataplarımız biliyor. Türkiye’nin Avrupa’dan serbest dolaşım hakkını, Erdoğan’ın siyasetinin finansmanı ve şeffaf yapılmasını isteyen Greko Kriterlerine uymadığı için olmadığını da biliyorlar.
'ALGI OPERASYONU DÜNYADA DA TUTMADI'
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “İmamoğlu’na operasyon konusunda Avrupa liderlerine siteminiz olmuştu. Yaptığınız toplantıda bakış açısı ile ilgili bir değişiklik var mı?ö sorusuna şu yanıtı verdi: “O konuda hızlı bir iyileşme var. İlk günlerde yolsuzluk konusu olunca bir tereddüt olup herkes bakmıştı. Şu anda dünyadaki çok çeşitli yerlerden gelen açıklamalarda Türkiye’deki sürecin hukuksuzluğuna yönelik vurgu var. Bu konuyu da değerlendirdik. Örneğin dün Sayın Macron'un açıklaması hem Türkiye’nin çıkarlarını kollayan hem de Avrupa’nın değerlerine vurgu yapan, Türkiye’yi hukukun üstünlüğüne davet eden açıklaması son derece kritik ve önemliydi. Dünyanın dört bir yanından biraz önce de söyledim bugün, bu konuda dayanışma mesajları geliyor. Bu AKP’nin yaratmaya çalıştığı algı operasyonu dünyada da tutmadı artık’’ dedi.
'AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİNİN DE BUNDAN GECİKEREK ETKİLENECEĞİNİ BİLİYORUZ'
Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Stefan Löfven, "Biz Avrupa Sosyalistler Partisi'nden bir heyet olarak buraya geldik ve CHP'ye olan kararlı desteğimizi göstermek için bugün buradayız. Sadece CHP'ye değil tabii, Sayın Ekrem İmamoğlu'na olan kararlı desteğimizi de göstermek için geldik. Aynı zamanda hapiste olan gazetecileri, avukatları, akademisyenleri de desteklemek üzere burada bulunuyoruz. Şimdi bir ülkede iktidar sahibi siyasi muhalefetini, kuvvetli siyasi muhalefetin temsilcilerini cezaevine kapatıyorsa, gazetecileri yine cezaevine kapatıyorsa, bu demokratik bir hareket değildir. Hiçbir şekilde demokrasi ile bağdaşmaz. Yukarıdaki görüşmede de söyledim, burada bir bireye yapılan kötü muamelenin ötesinde bir durum söz konusu. Bundan kendi ailesinin dışında, içinde bulunduğu toplum, o toplumun içinde bulunduğu ülke, Avrupa dahi toplamında etkilenecektir. Türkiye, Avrupa için son derece önemli bir ülkedir. Türkiye'yi önemli bir takım şartlar da yerine geldiği zaman Avrupa Birliği'nin bir üyesi olarak görmek istiyoruz. Türkiye size söylemek gerektiğinde çok büyük bir ülke. Tabii ki Avrupa için stratejik önem taşıyan bir ülke. Bizim sonuç olarak isteğimiz, Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin üyesi olarak görmektir. Fakat Avrupa Birliği üyeliği, çok kritik şartları olan, bir takım geleneklerinin yerine gelmesini mutlaka görmek isteyen bir süreçtir. Bir takım adımların atılması ve tamamlanması gerekir. Uzun bir süreçtir ve içinde bulunduğumuz ortamda siyasi muhalefetin, gazetecilerinin hapse atıldığını gördüğümüz zaman veya gazetecilerin, akademisyenlerin, avukatların hapse atıldığını gördüğümüz zaman, aslında bu sürece ket vuran bir takım adımların olduğunu ve Avrupa Birliği üyeliğinin de bundan gecikerek etkileneceğini biliyoruz" dedi.