Oyuncu ve komedyen Şahan Gökbakar, Marmaris'te kaçak inşaat yaptığı ve yıkım kararı gelen evine dair iddialar sonrası hiç konuşmamıştı. Delikyol Koyu'ndaki villanın yıkımı için Marmaris Belediyesi'ne yazı gönderildiği ve yıkım yapılmaması durumunda Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin yıkımı yapması gerektiği yazılmıştı. Şahan Gökbakar, Fatih Altaylı'nın konuyla ilgili sözleri sonrası konuşmaya karar verdiğini belirterek, görüntülerdeki evlerin kendisine ait olmadığını söyledi. Kendi evinin 85 metrekare olduğunu ve görüntülerdeki villaların komşularına ait parsellerde olduğunu ifade etti.

Öte yandan eviyle ilgili yıkım kararının, çıkan yangınlardan sonra bölgenin sit alanı ilan edilmesi sonrasında yapı kayıt belgesinin iptal edilmesi nedeniyle verildiğini ifade etti. Evi satın aldığında da o iskele ve evin orada bulunduğunu ve aldıktan 2 yıl sonra belgenin iptal edildiğini vurgulayan Gökbakar, "Toplumsal bilinç oluşacaksa, sosyal sorumluluk projesi görüp ilk balyozu da biz vuralım ya eve. Elimizle yıkalım ya. Ama tabii kanunlar bir kişiye uygulanmayacak" dedi.

İşte o açıklamalar:

"Pek bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiyordum. Taa ki bu sabah Fatih Altaylı beyefendinin benim hakkımda bilip bilmeden ileri geri konuştuğunu görünce.

"FOTOĞRAFLARDAKİ BENİM EVİM DEĞİL"

Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'la bir araya geldi Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'la bir araya geldi

Bu haberi yapan herkesin kullandığı şu fotoğraf... Bu ev bana ait değil, bu inşaat da bana ait değil, bu arkadaki ev de bana ait değil. Bunlar komşumuzun evi. 2 yan parselimizdeki evler. Bana ait değil. Komşumuzun evini benim haberlerimde kullanıp durmayın. Benim evim 2 yan parselde, tek katlı, 80 metrekarelik köy evi. Madem özel haber yapıyorsun ufak takaya git de fotoğrafını çek, bir drone uçur. Niye komşunun inşaatından ben inşaat yapıyormuşum gibi yapıyorsunuz. Algı amacındalar, propaganda amacındalar

Gelelim ikinci konuya. Ben halihazırda var olan evi ve iskeleyi aldım. Ben 2020 yılında bir emlak sitesinden, ilandan bu evi buldum. İletişime geçtim, ev sahibi yapı kayıt belgeli evi ve iskelesini satıyordu. 2018 yılında almış yapı kayıt belgelerini. Ben de 2020 yılında yapı kayıt belgeli diye düşünerek, gerekli incelemeleri yaparak almayı düşündüm. Kafa dinleyebileceğimiz köy evi diye aldık. Malikane diye derdim olsaydı, 'şımarık' diyorsunuz, Allah'a şükür imkanım var yahu, dünyanın her tarafında denize sıfır malikane alabilirim ben.

Google Earth 2013 fotoğrafı, ben almadan 7 sene evvel. Ev de orada iskele de orada. Niye böyle şeyler yapıyorsunuz ben anlamıyorum? Amaç nedir?

"EVİ ALDIKTAN SONRA SİT ALANI İLAN EDİLDİ"

Yangınlar çıktı. O yangınlardan sonra her şey değişti. 2022 yılında bir anda evin yapı kayıt belgesi iptal oldu ve tapuya 'sit alanı' diye şerh düşüldü. Ben aldıktan 2 sene sonra. 'Bu ev yıkılsın' diye yazı yazıldı. Biz de karara dava açtık.

"SORUNLARI ÇÖZECEKSE İLK BALYOZU BEN VURAYIM"

İnanılmaz sit alanları talan ediliyor. Dinamitlerle milli park patlatıp 3 bin 5 bin odalık kompleksler yapılıyor. Arkeolojik kalıntılar üzerinden geçilerek binalar yapılıyor. Türkiye'nin her yerinde kaçak bina iskele varken, 85 metrekarelik bir köy evi ve 10 metrelik iskele bütün bu problemlerimizi çözüyorsa hemen yıkalım. Toplumsal bilinç oluşacaksa, sosyal sorumluluk projesi görüp ilk balyozu da biz vuralım ya eve. Elimizle yıkalım ya. Ama tabii kanunlar bir kişiye uygulanmayacak."