Türkiye’de milyonlarca çalışan, 2025 yılı için belirlenecek asgari ücreti beklerken, görüşmeler tüm hızıyla sürüyor. Hayat pahalılığı ve ekonomik zorlukların giderek kendisini hissettirdiği bu dönemde, sadece asgari ücretliler değil, tüm toplum kesimleri bu süreci yakından takip ediyor.
TÜRK-İŞ BAŞKANI ERGÜN ATALAY’IN TEPKİSİ
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleriyle bir toplantıda yaptığı açıklamalarda, tartışmaların merkezinde yer aldı. Rakam açıklamaktan kaçınan Atalay, herkesin asgari ücret üzerine yoğunlaşmasını eleştirerek, uluslararası kuruluşlardan ekonomistlere kadar birçok kesimin bu konuda görüş bildirdiğini söyledi. Ayrıca, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ile gerçek hayatın örtüşmediğini "TÜİK’in verilerini markette, pazarda hissetmiyorum. Onların hesabıyla bizimki tutmuyor." sözleriyle vurguladı.
İŞ DÜNYASI VE BEKLENTİLER
İşverenlerin yüzde 25-35 arasında bir zam oranına hazırlık yaptığı belirtilirken, işçi kesimi bu süreçte rakam telaffuz etmekten kaçınıyor. SGK Uzmanı Murat Bal, asgari ücretin yıllık mı yoksa iki aşamalı mı belirleneceğinin pazarlıkların seyrini değiştireceğini ifade etti. Özellikle yıllık zamlara ek olarak, yıl ortasında da bir ara zam yapılma ihtimalinin gündemde olduğunu belirtti.
AÇLIK SINIRI VE ASGARİ ÜCRET UYUŞMAZLIĞI
TÜRK-İŞ’in "kırmızı çizgisi" olarak ifade edilen açlık sınırı, mevcut asgari ücreti aşmış durumda. 2024 yılı itibarıyla belirlenen 17.002 TL’lik asgari ücret, Nisan ayında açlık sınırı olan 17.735 TL’nin altında kalırken, Kasım ayı itibarıyla bu sınır 20.562 TL’ye yükseldi.
2024 yılında, TÜRK-İŞ yılda iki kez zam yapılması talebinde bulunarak sürece muhalefet şerhi koymuştu. Ergün Atalay’ın açıklamalarına göre, 2025 için de bu talep masada olacak. Eğer yıllık bir zam yerine iki aşamalı bir güncelleme yapılırsa, işverenlerin zam oranlarında daha esnek davranması bekleniyor. 2025 asgari ücret görüşmeleri, enflasyon, işçi-işveren dengesi ve toplum beklentileri arasında kritik bir süreçten geçiyor. Kamuoyunun gözü, hem hükümetin hem de işçi ve işveren temsilcilerinin pazarlıklarına çevrildi.