EKONOMİ

TÜİK'ten enflasyon eleştirilerine cevap!

Abone Ol

Çetinkaya TÜİK ile ENAG'ın açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak 'ENAG her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor. ENAG tarafından yayınlanan aylık TÜFE oranlarının gerçeği yansıtmaktan oldukça uzak olduğu, endekslerinin sadece 4 yıla yakın bir dönemde piyasa fiyatlarından ortalama 2-3 kat uzaklaştığı görülebilmektedir' ifadelerini kullandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Çetinkaya, Türkiye'deki şirket karlarının enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahip olduğunu söyledi. Çetinkaya, "Türkiye'deki şirketler bu enflasyonist ortamı kullanarak normalde yapması gerekenden çok daha fahiş karlar elde ediyorlar. Şirket karları enflasyon üzerinde artırıcı bir etkiye sahip, bu görülüyor" dedi.

Çetinkaya, Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE), tüketim harcamalarına konu olan mal ve hizmetlere ait fiyatların genel düzeyinde zaman içerisinde meydana gelen değişimi ölçtüğünü söyleyerek, "TÜFE sabit bir mal ve hizmet sepetinin maliyetindeki değişikliği ölçerken, yaşam maliyeti endeksi sabit bir refah düzeyinin maliyetindeki değişikliği ölçer. Hayatın pahalılığı, yaşamın maliyeti gibi kavramlar başka kavramlardır. Bunların faklı şekilde ölçülme yolları vardır. İstatistik kurumları bunları yapmazlar, sadece sene başında belirlenmiş olan mal ve hizmet sepetinin her ay sene sonuna kadar hangi düzeyde fiyat değişimine maruz kaldığını ölçerler" dedi.

25 BİN HANEYE GİDİLİYOR

Çetinkaya, TÜFE'nin, TÜİK tarafından 26 bölge, 81 il merkezi ve 227 ilçeden derlenen fiyatlar ile hesaplandığını, endeks hesaplamada ağırlık ana veri kaynağı olarak 'Hanehalkı Bütçe Anketi' verileri kullanıldığını belirtti. Çetinkaya, "TÜİK tarafından, Türkiye genelinde aylık 608 bin 594 fiyat derlenerek hesaplanan endeks sonuçları her ayın 3'üncü işgünü kamuoyu ile paylaşılıyor. Enflasyon hesabının yapılabilmesi için tüketim sepetinin belirlenmesi gerekiyor. Biz bunu her ay 2 bin haneye giderek yapıyoruz. Sene sonunda 25 bin haneye gitmiş oluyoruz. Bu hanelerin içinde zenginler var, fakirler var, ortalama durumda olanlar var. Toplumun genelini yansıtan bir örnekleme yapıyoruz. Bu hanelerin harcama kalıplarına göre sepetin içinde neyin yer alıp, neyin yer almayacağı belirleniyor. Bu mal ve hizmetlerin belirli ağırlıkları var. Sonuçta bu mal ve hizmetlerin fiyat değişimleri ağırlıklarıyla çarpılarak ortalama bir rakam hesaplanıyor. Bizim her ay aylık ve yıllık olarak açıklıyor olduğumuz şey tek bir rakam. Ve geçen ay 1.64 çıktı. Bunun içinde benzinin fiyat değişimi de var, domatesin de var, elbisenin de var, diş muayenesinin de var, saç tıraşının da var. Enflasyon, 600 bin fiyatın tek bir endeks değişimine, tek bir yüzdesel değişime toplulaştırıldığı veya indirgendiği bir hesaptır" dedi. Çetinkaya, fiyat derleme kaynaklarının yüzde 50 alan, yüzde 45 barkod, yüzde 5 de web olduğunu kaydetti.

"İTO METODOLOJİSİNİ TÜİK'TEN ALDI"

Her ay açıklanan TÜİK resmi TÜFE rakamlarının yanı sıra İstanbul Ticaret Odası (İTO) gibi bazı kuruluşların da yaptığı çalışmalar olduğunu belirten Çetinkaya, "İTO ve TÜİK tarafından hazırlanan ve yayımlanan fiyat endeksleri, endekse esas alınan birimleri, baz yılları, madde tanımları, fiyat derleme sayıları, ağırlık sistemleri, sınıflamaları, fiyat derleme dönemleri, bölgeleri, hesaplama yöntemleri ve hitap ettikleri gelir gruplarıyla farklılık göstermektedir. Örneğin İTO endeksinde gıda ana harcama grubunda, aslında olmaması gereken, tütün, alkollü içecekler ve lokantalar harcama grupları da bulunmaktadır. En basitinden bu durum bile TÜİK ile İTO rakamlarının birebir karşılaştırılabilir olmadığının kanıtıdır. İTO, yaptığı hesabın metodolojisini aslında yaklaşık 30 yıl önce TÜİK'ten almıştı. Çok eski ve sınırlı bir metodolojiyle, sınırlı yerlerden fiyat alarak yapıyor. Dolayısıyla farklılaşmalar olabilir. Çünkü kapsamı daha az ve İstanbul farklılaşabilir Türkiye'nin birçok yerinden ki farklılaşıyor. İTO'yu aslında TÜİK'in yaptığı TÜFE hesabının bir tahmini gibi görmek lazım" diye konuştu.

"DÜNYANIN EN HIZLI ENFLASYONUNU AÇIKLIYORUZ"

Çetinkaya, TÜİK'in enflasyon hesaplamada baz aldığı yumurta, doktor muayenesi ve kira ücreti gibi madde fiyatlarının Türkiye gerçeğini yansıtmadığı iddialarıyla ilgili de, "TÜİK, 2022 Mayıs ayında madde fiyatlarını açıklamayı durdurdu. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke bunu yapmıyordu. Dünyanın en hızlı enflasyonunu açıklıyoruz, ayın 3'ünde açıklıyoruz. Bizden sonra bir iki tane 7'sinde açıklayan var, ezici bir çoğunluk bir sonraki ayın 10 veya 12'sinde açıklıyor. 'Yumurta' dediğiniz zaman toplulaştırılmış bir şeyden bahsediyorsunuz. 'Doktor muayenesi' dediğiniz zaman toplulaştırılmış bir şeyden bahsediyorsunuz. Hangi doktor muayenesi? Devlet hastanesi mi, özel hastane mi? Detayın kaybolduğu bir aralıktan bahsediyorum. Bütün dünyanın yaptığı; aradaki şeylerle ilgili fiyat açıklamak değil endeks açıklamaktır. Gezen tavuk yumurtası 5, organik yumurta 6-7 lira. 30'lu yumurta 2 lira. Toplumun tüketim kalıplarında yüzde 90, 2 liralık yumurtayı alıyorsa 3 lira, 5 lira, 6 lira, 7 liralık yumurtalar sadece ortalama fiyatı 2'den 2.57'ye getirebiliyor. İnsanların büyük çoğunluğu devlet hastanesine gidiyorsa ve devlet hastanesindeki fiyat 20 liraysa; 500 lira, bin lira, 2 bin lira, 10 bin liralık ücretlerin ağırlığı azsa olabilir. Toplulaştırdığınız zaman fiyatlar manasızlaşıyor" dedi.

TÜİK BAŞKANI'NDAN ENAG AÇIKLAMASI

Çetinkaya, kiradaki fiyat artışlarının enflasyona geç yansıdığını söyleyerek, "Matematiksel gerçeklik bu. Kiradaki fiyata yansımış enflasyonun etkisini görmek biraz sabır gerekiyor. 5 bin takip ettiğimiz konut var. Biz sadece buradaki artışı gözlemleyip hesaba dahil etmek zorundayız. Başka bir yolumuz, yöntemimiz yok. TÜİK 5 bin civarında kiralık konutu takip eder, her ay kiracıların ancak yüzde 5-10'u yeni bir ev tutup yeni bir kira üzerinden anlaşır. ENAG her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor. Netice olarak, ENAG tarafından aylık yayınlanan TÜFE değişim oranlarının piyasa fiyatlarından, yukarı ve kuvvetli bir biçimde ayrıştığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle ENAG tarafından yayınlanan aylık TÜFE oranlarının gerçeği yansıtmaktan oldukça uzak olduğu, endekslerinin sadece 4 yıla yakın bir dönemde piyasa fiyatlarından ortalama 2-3 kat uzaklaştığı görülebilmektedir" dedi.

"HAZİRAN ENFLASYONU DÜŞÜK GELDİ"

Çetinkaya, haziran ayı enflasyonunun beklentilerin altında gelmesine ilişkin tartışmalara değinerek, bunun nedenlerini sıraladı. Çetinkaya, "Kamu zamları temmuza ertelendiğinden haziran ayı enflasyonu düşük geldi. Haziran ayı geçmiş 20-30-40 yıllık seyre baktığımız zaman enflasyonun en düşük olduğu aydır. Çoğu yıl haziran ayı negatif gelmiştir. Bana sorarsanız normalleşiyor. Uzun seviyeye baktığımız zaman haziran ayı her zaman en düşük olmuştur. Kamu zamlarının ertelenmesi; elektrik, vergiler, sigara fiyatı. Enflasyon açıklandı, sigara, vergiler, akaryakıt bütün zamlar temmuza kaldı. Elektrik zammının yarım puan etkisi var. Zamlar haziranda duyurulmakla beraber temmuzu etkiliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın da enflasyonu düşürmeye yönelik hedefini düşünürsek gayet doğal, beklenen bir şey" dedi. Çetinkaya, kamu zamları ve tarihsel sürecin yanında yaz ayları ve kurun da haziran enflasyonunda etkili olduğunu kaydetti.

FAHİŞ KAR İDDİALARI

Çetinkaya, Türkiye'deki şirket karlarının enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahip olduğunu kaydetti. Çetinkaya, Avrupa'da da durumun aynı olduğunu, Avrupa'da şirket karlarının enflasyon üzerindeki etkisinin yüzde 45, işçilik maliyetlerinin ise 4,5 olduğunu belirtti. Çetinkaya, "Türkiye'de şirket kar artışları fahiş, yurtdışında değil. Şirket karlarının hem Türkiye'de, hem dünyada enflasyon üzerinde çok ciddi belirleyiciliği olduğu noktasında araştırmalar var. Türkiye'de yapılan araştırmanın sonuçlarına bakmadım ama şunu söylüyor; Türkiye'deki şirketler bu enflasyonist ortamı kullanarak normalde yapması gerekenden çok daha fahiş karlar elde ediyorlar. Şirket karları enflasyon üzerinde artırıcı bir etkiye sahip, bu görülüyor. Marketlerdeki karlılık da bir miktar artıyor; ama 'enflasyonu yukarıya çekiyorlar' tespiti sert olur" ifadelerini kullandı.

Çetinkaya, fahiş fiyat noktasında topladıkları verileri başka kurumlarla paylaşamadıklarına dikkat çekerek, "Topladığımız veriyi sadece istatistiki amaçlar için kullanabiliriz" dedi.

Çetinkaya, Avrupa Birliği Merkez Bankası tarafından yapılan çalışmaya göre, Avrupa ülkelerinde de ölçülen enflasyon ve algılanan enflasyon arasında oldukça önemli farklılıklar bulunduğuna dikkat çekerek, "Algılanan enflasyonla açıkladığımız enflasyon arasında her zaman ve her yerde bir frak var. Bunun anlaşılabilir sebepleri var. Türkiye'de bu fark çok çok daha az. Diğer ülkelerde daha fazla. Ama diyebilirsiniz ki 'Türkiye'de enflasyon yüksek olduğu için bunun can acıtıcılığı daha fazla.' Buna diyecek bir şeyim olmaz" dedi.

ENFLASYON DEĞERLENDİRMESİ

Çetinkaya, enflasyon rakamlarıyla ilgili tartışmalara ilişkin, "TÜİK enflasyonda bir şey çevirmiyor. Bir şey yakalama niyetinde olanlar yakalayamazlar. İşte 'TÜFE, giyim enflasyonunun çok üzerinde kalmış, biz bilinçli olarak giyimi baskılıyormuşuz.' Almanya, Fransa'da tüm ülkelerde TÜFE, giyim endeksinin çok çok üzerinde. Türkiye'den farklı bir durum yok. Geçen ayki enflasyon önümüzdeki aylarda çok tartışılacak. Çünkü geçen senenin bazları çok yüksek. Bundan kaynaklı bir iniş olacak baz etkisiyle" dedi.