Valilikten yapılan açıklamada, Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak'taki bir apartmanda 12 Kasım'daki haşere ilaçlamasının ardından 14 Kasım saat 11.30 sıralarında bazı vatandaşların etkilendiğinin 112 ihbar hattına bildirildiği belirtildi.

İlaçlamayla ilgili araştırma yapıldığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek Toprak Altay Kınalı'nın zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. İlaçlamadan etkilenen apartman sakini Gizem Umay Pala'nın (21) tedavisine Alsancak Devlet Hastanesinde devam edilmektedir. Vefat eden bebeğin babası Recep Kınalı ve annesi Raziye Kınalı tedavilerinin ardından taburcu edilmiştir. Olayın yaşandığı apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personeli gözaltına alınmıştır."

Olayın yaşandığı bina ile yanındaki apartmanın tahliye edildiği, burada yaşayanlara geçici barınma imkanı sunulduğu bildirilen açıklamada, "Ayrıca AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekiplerince ilaçlama yapılan bölgede havalandırma çalışmalarına başlanmıştır. Konuyla ilgili adli tahkikat sürmektedir." ifadelerine yer verildi.

Kaldırıldığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Hastanesi'nde yaşamını yitiren bebek Toprak Altay Kınalı'nın cenazesi, Adlı Tıp Kurumu'ndaki işlemlerinin ardından Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı Gasilhanesi'ne getirildi.

Ailesi tarafından teslim alınan bebeğin cenazesinin bugün öğle vakti Pınarbaşı Mezarlığında defnedileceği öğrenildi.

İlaçtan etkilenen Gizem Umay Pala'nın tedavisinin Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'nde sürdüğü, hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

"BU BİR KATLİAM!"

Bebeğin cenazesini teslim almak üzere gasilhaneye gelen anne ve babaya eşlik eden ölen bebeğin amcası Ramazan Kınalı, AA muhabirine, apartmandaki bir dairede tahtakurusu nedeniyle ilaçlama yapıldığını, alt katında oturan kardeşi ve ailesinin zehirlendiğini söyledi.

Bilinçsiz şekilde ilaçlamanın yapıldığını, apartmandakilerin ilaçlama öncesi bilgilendirilmediğini söyleyen Kınalı, öfkeli olduklarını, sorumsuzluğun hesabının sorulması gerektiğini dile getirdi.

Kınalı, şöyle konuştu:

"Tahtakurusu için böyle bir ilaç olamaz. Bütün apartman, mahalle etkilendi. Cenazemizi kaldıralım, acımızı yaşayalım ondan sonra adli süreç olarak ne gerekiyorsa yapacağız. İlaçlama bizim evimizde değil, üst komşumuzun eve ilaçlanıyor. Kendisi daireden çıkıp gidiyor. Bu ilaç havalandırmadan alt katta benim kardeşimin oturduğu daire ve bir üst kattaki daireye sızıyor. O aile de zehirleniyor, yaralı yataktan kalkamıyordu. Acımız büyük ve en büyük cezaları almaları için elimizden geleni yapacağız. Benim 1,5 yaşında yeğenim öldü. Söylenecek başka bir şey yok. Kardeşimin evini de tahtakurusu basmıştı, bütün eşyaları attı, değiştirdi. Ufak şekilde ilaçlamasını yapmıştı, hiç kimseye zarar gelmedi. Bu bir katliam."

İFADE İŞLEMLERİ SÜRÜYOR

Gözaltına alınan ilaçlama işine aracılık yapan E.G, ilaçlama yapan ziraat mühendisi B.Ö ve ilaçlamaya yardımcı olan çalışan E.G'in emniyetteki işlemleri sürüyor.

Olay sonrası ifadelerine başvurulan ilaçlamanın yapıldığı dairenin sakini 2 kişinin ise savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı öğrenildi.

DEĞERLER HALA YÜKSEK

Öte yandan güvenlik önlemi alınan ve araç trafiğine kapatılan mahallede, AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer ekiplerince tahliye edilen apartmanlarda havalandırma çalışmaları devam ediyor.

Ekiplerin yaptığı ölçümler sonucu olayın yaşandığı apartmandaki değerlerin halen yüksek çıktığı, bitişikteki diğer binalarda ise durumun normale döndüğü belirtildi.

Apartman sakinlerinden Sezgin Işıkadalı, 25 yıldır burada yaşadıklarını belirterek, ilaçlamanın yapıldığı dairenin alt ve üst katındaki dairelerde yaşayanların zehirlendiğini söyledi.

Olayın şaşkınlığını üzerlerinden atamadıklarını belirten Işıkadalı, "Maalesef bebek öldü. Apartmanımız boşaltıldı. Diğer apartmanlar da tedbir amacıyla tahliye edildi. Halam inemediği için ambulans getirdiler. Onu bırakmamak için biz de dışarıda bekliyoruz." diye konuştu.

"KEŞKE O ANDA DOKTORA GİTSEYDİM"

Yan apartmanda ikamet eden Nesrin Yağcı da olayı duyduktan sonra iş yerinden ayrılarak yakınlarına ve komşularına haber verdiğini ve eve geldiğini söyledi.

İlaçlamadan haberlerinin olmadığını anlatan Yağcı, şunları kaydetti:

"İşten geldim. Yoğun bir koku aldım. Acaba doğal gaz mı diye düşündüm. Ondan mı rahatsız oluyorum dedim. Evi havalandırdım, açtım. Hiçbir bilgim yok. Akşamüstü bir mide bulantısı başladı. Ayakta duramıyorum. Keşke o anda doktora gitseydim. Bilemediğim için şu anda ben de kendimi suçlu hissediyorum. Bilseydim belki de bu kadarı olmazdı. Kokuyu aldığım anda çağırsaydım, kokunun ne olduğunu anlarlardı. Şu an herkes mağdur durumda. Karşı tarafın en büyük cezaları almasını istiyorum. Ölen bebeğin annesi ve babası için gerçekten büyük bir acı. Onlar için inşallah kanun elinden geleni yapacaktır diye düşünüyorum."